ORENCIA 250 mg kon.perfüzyonluk çöz.için toz içeren flakon Zararları

Bristol-Myers Squibb Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

Orencia zararları, Orencia önlemler, Orencia riskler, Orencia uyarılar, Orencia yan etkisi, Orencia istenmeyen etkiler, Orencia cinsel, Orencia etkileri, Orencia tedavi dozu, Orencia aç mı tok mu, Orencia hamilelik, Orencia emzirme, Orencia alkol, Orencia kullanımı bilgilerini içerir.

İstenmeyen etkiler

Abatasept plasebo kontrollü klinik çalışmalarda aktif romatoid artriti olan hastalarda araştırılmıştır (1955 hasta ORENCIA, 989 hasta plasebo ile). Bu çalışmalar ya 6 ay (258 hasta ORENCIA ile, 133 hasta plasebo ile) ya da 1 yıl (1697 hasta ORENCIA ile, 856 hasta plasebo ile) çift-kör plasebo kontrollü olarak yürütülmüştür. Bu çalışmalardaki hastaların çoğu metotreksat alıyordu (ORENCIA alanların %81.9’u, plasebo alanların %83.3’ü). Diğer eşzamanlı ilaçlar şunlardı: NSAIDler (abatasept alanların %83.9’u, plasebo alanların %85.1’i); sistemik kortikosteroidler (abatasept alanların %74.7’si, plasebo alanların %75.8’i); çoğunlukla klorokin/hidroksiklorokin, leflunomid ve/veya sulfasalazin ile olmak üzere non-biyolojik DMARD tedavisi (abatasept alanların %26.9’u, plasebo alanların %32.1’i); başlıca etanersept olmak üzere TNF bloke edici ajanlar (abatasept alanların %9.4’ü, plasebo alanların %12.3’ü) ve anakinradır (abatasept alanların %1.1’i, plasebo alanların %1.6’sı).

İstenmeyen etkiler nedeniyle tedaviyi kesen hasta oranı abatasept ile tedavi edilen grupta %3.4, plasebo grubunda %2.2 olmuştur.

Abatacept ile tedavi edilen hastalarda, plasebo ile tedavi edilen hastalara göre daha yüksek sıklıkla (fark >%0.2) ortaya çıkan advers ilaç reaksiyonları aşağıda listelenmiştir. Liste aşağıdaki kategoriler kullanılarak sistem organ sınıfı ve sıklığına göre sunulmuştur;.

İstenmeyen etkiler , sıklık derecesine göre verilmiştir.

Plasebo Kontrollü Çalışmalarda İstenmeyen Etkiler

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın: Alt solunum yolu enfeksiyonu (bronşit dahil), üriner sistem enfeksiyonu, herpes simplex, üst solunum yolu enfeksiyonu (trakeit, nasofarenjit dahil), rinit Yaygın olmayan: Diş enfeksiyonu, enfekte deri ülseri, onikomikoz

Benign ve malign neoplazmlar (kistler ve polipler dahil)

Yaygın olmayan: Bazal hücreli karsinoma

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Yaygın olmayan: Trombositopeni, lökopeni

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın olmayan: Depresyon, anksiyete

Sinir sistemi hastalıkları

Çok yaygın: Başağrısı Yaygın: Sersemlik Yaygın olmayan: Parestezi

Göz hastalıkları

Yaygın olmayan: Konjunktivit, görüş netliğinde azalma

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Yaygın olmayan: Vertigo

Kardiyak bozukluklar

Yaygın olmayan: Taşikardi, bradikardi, çarpıntılar

Vasküler hastalıklar

Yaygın: Hipertansiyon, yüzde ve boyunda kızarma Yaygın olmayan: Hipotansiyon, ateş basması

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Yaygın: Öksürük

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın: Karın ağrısı, diyare, bulantı, dispepsi Yaygın olmayan: Gastrit, ağıziçi ülser, aftöz stomatit

Deri ve deri altı hastalıklar

Yaygın: Döküntü (dermatit dahil)

Yaygın olmayan: Çürük eğiliminde artış, alopesi, kuru cilt

Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın olmayan: Artralji, ekstremitelerde ağrı

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Yaygın olmayan: Amenore

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın: Yorgunluk, asteni Seyrek: Gribe benzer hastalık

Araştırmalar

Yaygın: Kan basıncında artış, anormal karaciğer fonksiyon testleri (transaminazlarda artış dahil)

Yaygın olmayan: Kan basıncında düşüş, ağırlıkta artış

Abatasept ile tedavi edilen hastalarda plaseboya kıyasla aşırı olmayan bir insidans ile (fark: >%0.2) bildirilen, ancak medikal açıdan önemli kabul edilen istenmeyen etkiler şunlardır: Yaygın olmayan: pnömoni, hipersensitivite, sepsis, piyelonefrit, ürtiker, herpes zoster, sistit, migren, kuru göz.

Seyrek: bronkospazm, boğazda gerginlik, bakteremi, psoriasis.

Ek bilgi

Enfeksiyonlar

Plasebo kontrollü çalışmalarda abatasept alan hastaların %23.2’sinde ve plasebo alan hastaların %19.5’inde tedaviyle ilişki olasılığı en az olan enfeksiyonlar rapor edilmiştir.

Abatasept ile tedavi edilen hastaların %1.8’inde ve plasebo hastalarının %1.0’inde tedaviyle ilişki olasılığı en az olan ciddi enfeksiyonlar bildirilmiştir. Abatasept ile tedavi edilen en az bir hastada (hastaların %0.05’i) rapor edilen ciddi enfeksiyonlar şunlardır: pnömoni, bronşit, sellülit, akut piyelonefrit, üriner sistem enfeksiyonu, divertikülit, intestinal abse, lokalize enfeksiyon, deri absesi, kas ve iskelet enfeksiyonları, sepsis, ampiyem, hepatit E ve tüberküloz (bkz. bölüm 4.4).

Maligniteler

Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda 1687 hasta-yıl boyunca abatasept ile tedavi edilen 1955 hastanın 27’sinde ve 794 hasta-yıl boyunca plasebo ile tedavi edilen 989 hastanın 11’inde malignite bildirilmiştir.

Çift kör ve açık klinik çalışmalarda 4764 hasta-yıl boyunca abatasept ile tedavi edilen 2688 hastanın 66’sında malignite rapor edilmiştir. Buna non-melanom deri kanseri olan 33 hasta, solid organ kanseri olan 28 hasta ve hematolojik malignite geliştiren 6 hasta (4 lenfoma ve 2 myelodisplastik sendrom) dahildir. En sık rapor edilen solid organ kanseri akciğer kanseridir (11 vaka). Çalışmaların açık dönemlerinde bildirilen malignitelerin tipi ve modeli (pattern) çift kör dönemde bildirilenlere benzer olmuştur.

Gözlenen malignitelerin sayısı yaş ve cinsiyetin birbirine uygun olduğu bir romatoid artrit popülasyonundan beklenen ile tutarlı olmuştur (bkz. bölüm 4.4).

İnfüzyona bağlı reaksiyonlar

Çalışma II, III ve IV’te (bkz. bölüm 5.1) infüzyona bağlı akut olaylar (infüzyon başladıktan sonra 1 saat içinde ortaya çıkan advers reaksiyonlar) abatasept ile tedavi edilen hastalarda plasebo ile tedavi edilenlerden daha sık görülmüştür (abatasept: %9.8, plasebo: %6.7). Abatasept ile en sık rapor edilen olaylar (%1-2) sersemlik, başağrısı ve hipertansiyondur.

Abatasept ile tedavi edilen hastaların >%0.1’inde ve <%1’inde rapor edilen infüzyona bağlı akut olaylar örneğin hipotansiyon, kan basıncında artış, kan basıncında azalma ve dispne gibi kardiyopulmoner semptomlardır; diğer semptomlar ise bulantı, yüzde ve boyunda kızarıklık, ürtiker, öksürük, hipersensitivite, prurit, döküntü ve hırıltılı nefes almadır. Bu reaksiyonların çoğu hafif ilâ orta şiddette seyretmiştir.

Hipersensitivite reaksiyonları nadiren ortaya çıkmıştır. 4764 hasta-yıl boyunca abatasept ile tedavi edilen 2688 hastanın 1 tanesi anafilaksi geliştirmiştir. Potansiyel olarak tıbbi ürüne hipersensitivite ile ilişkilendirilen örneğin hipotansiyon, ürtiker ve dispne gibi diğer olayların her biri abatasept ile tedavi edilen hastaların %0.6’sından daha azında görülmüştür.

Abatasept alan hastaların %0.4’ü ve plasebo alan hastaların %0.2’si infüzyona bağlı akut bir reaksiyon nedeni ile tedaviyi kesmiştir.

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan hastalarda advers ilaç reaksiyonları Çalışma IV’te abatasept ile tedavi edilen 37, plasebo ile tedavi edilen 17 KOAH hastası vardı. Abatasept ile tedavi edilen KOAH hastaları plasebo ile tedavi edilenlerden daha sık advers ilaç reaksiyonu geliştirmiştir (sırasıyla %51.4 ve %47.1). Abatasept ile tedavi edilen hastalarda plasebo ile tedavi edilen hastalardan daha sık solunum bozuklukları görülmüştür (sırasıyla %10.8 ve %5.9); bunlara KOAH alevlenmesi ve dispne dahildir. Abatasept ile tedavi edilip KOAH alevlenmesi (37 hastanın 1’i [%2.7]) ve bronşit (37 hastanın 1’i [%2.7]) dahil ciddi advers reaksiyon geliştiren KOAH hastası yüzdesi plasebo ile tedavi edilen KOAH hastası yüzdesinden daha fazladır (%5.4 ve %0).

Otoantikorlar

Abatasept tedavisi, plasebo ile karşılaştırıldığında, otoantikor oluşumunda artışa yol açmamıştır.

İmmunojenisite

3 yıla kadar abatasept ile tedavi edilen romatoid artrit hastalarında ELISA tayinleri ile abatasept molekülüne yönelen antikorlar değerlendirilmiştir. 2237 hastanın altmışikisi (%2.8) bağlanan antikorlar geliştirmişlerdir. Abatasept kesildikten en az 56 gün sonra antikor değerlendirmesi yapılan 203 hastanın 15’inde (%7.4) antikor geliştiği görülmüştür.

CTLA-4’e bağlanma aktivitesi konfirme edilen örneklerde nötralize edici antikor varlığı değerlendirmesi yapılmıştır. Değerlendirilebilen 13 hastanın sekizinde nötralize edici antikor bulunduğu gösterilmiştir.

Genel olarak, antikor gelişimi ile klinik yanıt veya advers olay arasında bariz bir korelasyon yoktur. Ancak, antikor geliştiren hasta sayısı kesin bir değerlendirme yapmak için çok az olmuştur. Nötralize edici antikor gelişiminin potansiyel klinik anlamı bilinmemektedir.

Farmakolojik sınıfa özgü güvenilirlik bilgisi