LITHURIL 300 mg 100 kapsül Dozu

Koçak Farma Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

Lithuril dozu, Lithuril dozaj, Lithuril doz aşımı, Lithuril uygulama, Lithuril kullanım şekli, Lithuril kullanımı, Lithuril kullanım süresi, Lithuril açmı tokmu, Lithuril nedir, Lithuril ne için kullanılır, Lithuril nasıl kullanılır, Lithuril faydaları, Lithuril etkileri, Lithuril günde kaç kez, Lithuril sabah mı akşam mı, Lithuril fazla alınırsa bilgilerini içerir.

Uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Akut manik atak tedavisinde: Tavsiye edilen günlük doz 1200-1800 mg/gün (4-6 kapsül) olup, günlük toplam doz 3-4 kerede verilmelidir. Bu dozlarla genellikle 0,8 - 1,2 mEq/L arasında etkili bir serum düzeyi sağlanır.

İdame tedavisinde ise günlük 900-1200 mg (3-4 kapsül)’lık dozlar ile 0,6-1.0 mEq/L arasında etkili serum düzeyleri sağlanmaktadır.

Başlangıçta haftada 2 kez lityum düzeyleri tayini yapılarak uygun doz bulunmalı, uzun süreli tedavide ise en az 2 ayda bir kez serum düzeyleri kontrol edilmelidir. Ayrıca böbrek, tiroid, kardiyovasküler fonksiyonlar, serum elektrolit konsantrasyonları, sıvı durumu da kontrol edilmelidir.

Unipolar depresyon ve şizoeffektif hastalıklar için: Tavsiye edilen günlük doz, bölünmüş dozlar halinde 600 mg - 1800 mg/gün’dür.

Maksimum idame doz, 2.4 g/gün’dür. Hedeflenen kan düzeyleri, bipolar hastalıklar için gerekenden daha düşük olabilir, fakat, 0.4mEq/L’ dan yüksek olmalıdır (referans aralık: 0.4 - 0.8 mEq/L).

Başlangıçta haftada 2 kez lityum düzeyleri tayini yapılarak uygun doz bulunmalı, her 3-4 ayda bir kez serum düzeyleri kontrol edilmelidir.

Episodik ve demet baş ağrısının görülme sıklığını azaltmak için: Tavsiye edilen günlük doz, günde 2-3 defa 300 mg’dir ve genellikle 0,4 - 0,8 mEq/L arasında etkili bir serum düzeyi sağlanır.

Nötropenili hastalarda infeksiyon insidansmı azaltmak için: Tavsiye edilen doz, 7-10 gün için 300 mg - 1000 mg/gün’dür ve 0.5 - 1.0 mEq/L arasında serum düzeyi sağlanır.

Uygulama şekli:

LİTHURİL oral yoldan kullanılır. Kapsüller gastrointestinal rahatsızlıkları önlemek için tok karnına alınmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği:

Clcr 10-50 ml /dakika: normal dozun % 50 - % 75’i uygulanır.

Clcr <10 ml/ dakika: normal dozun % 25 - % 50’si uygulanır.

Hemodiyaliz: Diyaliz edilebilir (% 50 - %100).

Karaciğer yetmezliği:

Bilgi bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon:

12 yaşın altındaki çocuklarda etkisi ve güvenliği bilinmediğinden kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:

Akut manik atak tedavisinde: Yaşlı hastalar genellikle daha düşük dozlarda tedaviye olumlu yanıt verirler, önerilen başlangıç dozu günde bir ya da iki defa 300 mg’dir ve 0.6 -

Doz aşımı ve tedavisi

Lityumun terapötik indeksi dardır. Lityum doz aşımının semptomları (lityum toksisitesi) hastalık gelişimine, iyatrojenik nedenlere ve kendi kendini zehirlemeye bağlı oluşabilir.

Kronik lityum tedavisi alan hastalardaki herhangi bir doz aşımında, hastanın durumu potansiyel açıdan ciddi olarak değerlendirilmelidir. Tek doza bağlı akut doz aşımı genellikle düşük risk taşır ve hastalar, serum lityum konsantrasyonundan bağımsız olarak, sadece hafif semptomlar gösterir. Bununla birlikte böbrek yetmezliği nedeniyle lityum atılımında bir gecikme söz konusu olursa, özellikle yavaş salimli preparatlarda, gecikmeli olarak daha ciddi semptomlar gözlenebilir. Tek doza bağlı doz aşımında fatal doz büyük olasılıkla 5 g’ın üstündedir.

Sıvı ve elektrolit dengesinin korunmasında ve ayrıca yeterli böbrek fonksiyonlarının sağlanmasında özel önem gösterilmelidir. Hiçbir durumda sodyum atılımına neden olan diüretikler kullanılmamalıdır.

Kronik lityum tedavisi alan hastalarda akut doz aşımı, yüksek olmayan bir doz aşımı olsa da ekstravasküler dokularda lityum doygunluğu olduğundan, ciddi toksisiteye neden olabilir.

Lityum konsantrasyonu yükselen bir hastada toksisite riski altta yatan şu hastalıklara bağlı olarak artmaktadır: hipertansiyon, diyabet, konjestif kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, şizofreni, Addison hastalığı.

Semptomlar:

Semptomların ortaya çıkışı gecikebilir, özellikle kronik lityum tedavisi uygulanmayan hastalarda veya uzatılmış salimli preparat kullanımı sonrasında, 24 saat boyunca pik etkiler oluşmayabilir.

Hafif şiddetli: Bulantı, diyare, bulanık görme, poliüri, baş dönmesi, dinlenme halinde görülen ince titreme, kaslarda zayıflık ve uyuşukluk.

Orta şiddetli: Konfüzyon artışı, göz kararması, kas seğirmesi ve derin tendon reflekslerinde artış, miyoklonik kasılmalar, koreoatetoid hareketler, üriner veya fekal inkontinans, stuporun eşlik ettiği yorgunluk. Hipernatremi.

Şiddetli: Koma, konvülsiyonlar, serebral belirtiler, sino-atriyal bloğun eşlik ettiği kardiyak disaritmiler, dolaşım kollapsları ve böbrek yetmezliği.

Lityum zehirlenmesinin spesifik antidotu yoktur. Hafif vakalarda doz azaltılmalı veya kesilmelidir.

Sıvı ve elektrolit dengesinin korunmasında ve ayrıca yeterli böbrek fonksiyonlarının sağlanmasında özel önem gösterilmelidir. Hiçbir durumda sodyum atılımına neden olan diüretikler kullanılmamalıdır.

Tüm hastalar en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır. Semptomatik hastalarda EKG izlenmelidir. Hipotansiyonu düzeltecek işlemler uygulanmalıdır.

Uzatılmış salım olmayan preparatlar için ve bir saat içinde 4 g’ın üstünde lityum alan erişkinlerde veya önemli miktarda lityum aldığı bilinen çocuklarda gastrik lavaj düşünülmelidir. Yavaş salimli tabletler midede parçalanmaz ve çoğu lavaj tüpünden geçemeyecek kadar büyüktür. Bağırsak dekontaminasyonu kronik birikimde yararlı değildir. Yavaş salimli preparatlardan yüksek miktarda kullanan hastalarda tüm bağırsak iritasyonu yararlıdır.

Not: Aktif kömür lityumu adsorblamaz.

Şiddetli zehirlenmelerde seçilecek tedavi hemodiyalizdir ve belirgin nörolojik özellik gösteren tüm hastalarda düşünülmelidir. Bu, lityum konsantrasyonlarını hızlı bir şekilde düşürmenin en etkili yoludur. Ancak diyaliz durdurulduğunda önemli rebound artışları beklenmelidir ve tedavinin uzaması veya tekrarlanması gerekebilir.

Ayrıca, serum lityum konsantrasyonlarından bağımsız olarak şiddetli semptom gözlenen hastalarda akut, akut başlayıp kronikleşen veya kronik doz aşımı durumlarında da hemodiyaliz düşünülmelidir.

Not: Klinik iyileşme, serum lityum konsantrasyonlarının düşmesinden daha uzun bir süre sonra, kullanılan yöntemden bağımsız olarak, görülür.