KORTOS krem 30 gr Farmakolojik Özellikleri

Embil Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik Grubu: Topikal antihemoroidler ATC Kodu: C05A

Hidrokortizon asetat’ın antiflojistik, antiprüritik ve vazokonstriktif etkisi vardır. Kısa sürede çevredeki ödemi kaldırır, kaşıntıyı giderir.

Bizmut subgallat astrenjan bir maddedir ve anodermal hastalıklarda kullanılmaktadır.

Benzokain özellikle mukozalar üzerine etkili lokal anestetik bir maddedir. Diğer lokal anestetikler gibi hücre membranında sinirsel uyarıların oluşum ve iletimini inhibe eder.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler

Emilim:

Hidrokortizon asetat sağlam deriden absorbe edilebilir, deride inflamasyon varsa perkütanöz absorpsiyon artar. Preparat anorektal dokulara lokal etki amacıyla uygulanır. Normalde rektuma supozituvar şeklinde tatbik edilen hidrokortizon asetatın yaklaşık % 26 oranında absorpsiyona uğradığı bildirilmektedir, ancak enflamasyonlu yüzeylerde olduğu gibi, absorpsiyon değişiklik gösterebilir.

Benzokain sağlıklı deriden çok az emilirken, mukozalardan ve travmatize olmuş deri bölgelerinden daha iyi emilir.

Bizmut bileşikleri gastrointestinal kanaldan kısmen absorbe edilir.

Benzalkonyum klorür oral yolla alındıktan sonra gastrointestinal kanaldan çok az absorbe

edilir.

Dağılım:

Hidrokortizon asetat yaklaşık % 90 oranında plazma proteinlerine bağlanır.

Benzokainin büyük bir kısmı plazmada proteinlere bağlanarak, bir kısmı da eritrositlere girerek dokulara dağılır ve onlar tarafından tutulur. Plazma proteinleri ile eritrositlere bağlanma arasında ters bir ilişki mevcut olup biri artarken diğeri azalır.

Bizmut subgallatın dokular üzerinde dağılımı uygulama yolundan büyük ölçüde bağımsızdır. En yüksek konsantrasyon böbreklerde ve akciğerin alt kısımlarında olmak üzere, dalak,

karaciğer, beyin, kemik ve kasta bulunur. Böbreklerdeki retansiyon süresi diğer

organlardakinden daha uzundur.

Biyotransformasyon
:

Hidrokortizon asetat karaciğerde metabolize edilerek metabolitleri olan tetrahidrokortizon ve tetrahidrokortizol’e dönüşür.

Benzokain plazma ve daha az miktarda olmak üzere karaciğerde kolinesterazlar tarafından hidrolize edilir.

Bizmut subgallatın metabolizması tam olarak bilinmemekle beraber; böbreklerde, bir çeşit metaliotiyonein olan bizmut-metal-bağlayıcı proteinin de novo
sentezine sebep olmaktadır.

Hidrokortizon asetat dokularda ve karaciğerde, glukuronid ve sülfat metabolitleri dahil olmak üzere biyolojik inaktif bileşenlerine metabolize edilir. Bu inaktif metabolitler ve az miktarda değişime uğramayan kısım idrarla atılır.

Benzokain, idrarla metabolitleri şeklinde atılır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Deney hayvanlarında hidrokortizon veya kortizonun hamileliklerin sonuçlarına olan etkileri pek çok çalışma ile açıklanmıştır. Fare ve tavşanlar üzerinde yapılan çalışmaların çoğunda doza ve ırka bağlı olarak yavrularda damak yarığı, intrauterin büyüme geriliği, kafanın, mandibulanın ve spina bifıdanın küçülmesi, yavru boyunda ve ağırlığında azalma, katarakt, embiyonun bir kısmının veya tamamının rezorpsiyonu, ölü doğum, karaciğer ağırlığında azalma ve polikistik böbrek hastalığı gibi etkiler bildirilmiştir.

Yapılan bir klinik öncesi araştırmada, sıçan aşil tendonunda travma oluşturulduktan sonra 1, 3 veya 5 defa uygulanan 10 mFlik (125 mg/ml) hidrokortizon asetat enjeksiyonu sonrası tendonda önemli histolojik veya biyokimyasal zararlı etkiler görülmemiştir.

Bir başka klinik öncesi araştırmaya göre ise, tavşanların aşil tendonlarına hidrokortizon infıltrasyonu sonucu; enjeksiyon bölgesinde nekroz geliştiği ve kortikosteroid infıltrasyonunun bu tendonlarda iyileşme işlemini geciktirdiği görülmüştür.

4 topikal anestezik ajanın 56 tavşan üzerinde karşılaştırıldığı bir çalışmada, tüm anesteziklerin 1
dakika içerisinde etkilerini göstermeye başladıkları ancak bupivakain ve lidokainin etkilerinin prokain ve benzokaine oranla daha uzun süreli olduğu görülmüştür. Komeal epitel iyileşme zamanı ve komeal toksisitelerinin bulunmadığı belirlenmiştir.

Bizmut subgallatın yara iyileşmesindeki etkisinin incelendiği bir çalışmada, 40 adet Wistar sıçanının sırtında biyopsi zımbası ile 2 standart yara (3.5 mm x 2 mm) oluşturulmuştur. Test yaralan bizmut subgallat, kontrol yaralan ise %0.9 şalin ile doldurulmuştur. Yapılan granülasyon doku morfolojisinin kalitatif değerlendirmesi sonrasında, test ve kontrol yaraları arasında anlamlı histolojik farklılık görülmemiştir. Bizmut subgallatın iyileşen dokuya uyumlu olduğu ve yara iyileşmesinin normal gelişimini engellemediği görülmüştür.