ZYVOXID IV 2mg/ml 300 ml 10 intravenoz enf.sol. Farmakolojik Özellikleri

Pfizer Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Diğer antibakteriyeller ATC kodu: J 01 XX 08

Etki mekanizması

Linezolid, yeni bir antibiyotik sınıfı olan oksazolidinonlara dahil, aerobik gram-pozitif bakteri enfeksiyonlarının tedavisinde klinik olarak faydalı sentetik bir antibakteriyel ajandır. Linezolid’in in vitro aktivite spektrumu bazı anaerobik bakterileri de içerir.Linezolid bakteriyel protein sentezini diğer antibakteriyel ajanlardan farklı bir etki mekanizmasıyla inhibe eder; bu nedenle linezolid ile diğer sınıflardan antibiyotiklerle çapraz direnç beklenmez. Linezolid bakteri ribozomu üzerinde 50S altünitesinin 23S altbirimine bağlanarak, bakteriyel translasyon işlevi için mutlaka gerekli bir komponent olan fonksiyonel 70S başlangıç kompleksinin oluşmasını önler.

Duyarlılık

Zaman/Öldürme eğrisi çalışmalarının sonuçları linezolidin enterokoklara ve stafilokoklara karşı bakteriyostatik etkili olduğunu göstermiştir. Linezolid streptokoklar için suşların çoğunluğunda bakterisid etkili bulunmuştur.

Linezolid aşağıdaki mikroorganizmaların çoğuna karşı hem in vitro koşullarda hem de klinik enfeksiyonlarda etkin bulunmuştur:

Duyarlı Aerobik Gram-pozitif Bakteriler:

Enterococcus faecium* Enterococcus faecalis Staphylococcus aureus* Koagülaz negatif Stafilokoklar Streptococcus agalactiae* Streptococcus pneumoniae* Streptococcus pyogenes* Grup C Streptokoklar Grup G Streptokoklar

Duyarlı Anaerobik Gram Pozitif Bakteriler:

Clostridium perfringens Peptostreptococcus anaerobius Peptostreptococcus suşları

Dirençli Bakteriler

Haemophilus influenzae Moraxella catarrhalis Neisseria suşları Enterobactericeae Pseudomonas suşları

5.2. Farmakokinetik özellikler

Emilim

Linezolid, oral uygulamayı takiben hızla ve yüksek oranda emilir. Maksimum plazma konsantrasyonlarına dozu takiben 1-2 saat içinde ulaşılır ve mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %100’dür. Bu nedenle, linezolid doz ayarlaması gerektirmeden oral veya intravenöz yolla verilebilir.

Linezolid yemek yeme zamanına bağlı olmaksızın uygulanabilir. Linezolid ile birlikte yüksek yağ içeren yemek verildiği zaman, maksimum plazma konsantrasyonuna erişmek için geçen süre 1.5 saatten 2.2 saate uzar ve Cmaks yaklaşık %17 azalır. Ancak, her iki durumda da total maruz kalma ölçütü olan EAA0_(„) benzerdir.

Dağılım

İnsan ve hayvan farmakokinetik çalışmaları, linezolidin iyi-perfüze olan dokulara rahatça dağıldığını göstermektedir. Linezolid’in plazma proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık %31’dir ve konsantrasyondan bağımsızdır. Sağlıklı yetişkinlerde, kararlı durum plazma düzeyindeki dağılım hacmi yaklaşık 40-50 litredir.

Biyotransformasyon

Linezolid primer olarak morfolin halkasının oksidasyonu yoluyla metabolize olur ve esas olarak iki inaktif açık halkalı karboksilik asit metabolitleri oluşur; aminoetoksiasetik asit metaboliti (A) ve hidroksietil glisin metaboliti (B).

Eliminasyon

Linezolidin böbrek dışı klerensi, total klerensin yaklaşık %65’ini oluşturur. Kararlı plazma düzeylerinde dozun yaklaşık %30’u linezolid, %40’ı B metaboliti, %10’u A metaboliti olarak idrarda atılır. Linezolidin böbrek klerensi düşüktür (ortalama 40 mL/dk) ve net tubüler reabsorbsiyonu düşündürür. Dışkıda hiç linezolid bulunmazken, dozun yaklaşık %6’sı B metaboliti ve %3’ü A metaboliti şeklinde dışkıda bulunur.

Doğrusallık/ doğrusal olmayan durum

Linezolid dozu yükseldikçe, klerenste düşük düzeyde doğrusal olmayan bir durum gözlenir. Bu durumun, yüksek linezolid dozlarında böbrek ve böbrek dışı klerens düzeylerinin daha düşük olmasına bağlı olduğu düşünülmektedir. Bununla beraber klerensteki fark düşüktür ve eliminasyon yarı-ömrüne yansımamaktadır.

Linezolidin tek veya çoklu oral ve intravenöz dozlarından sonra ortalama farmakokinetik parametreleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Geriyatrik hastalar:

Linezolidin farmakokinetiği yaşlı hastalarda (65 yaş ve üstü) belirgin olarak etkilenmez. Bu nedenle yaşlı hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur.

Pediyatrik hastalar:

Yaşları 0-17 yaş arasında değişen (prematüre yeni doğanlar dahil) pediyatrik hastalarda, yaşları 12-17 arasında değişen sağlıklı gençlerde ve yaşları 1 hafta ile 12 yaş arasında değişen pediyatrik hastalarda linezolidin farmakokinetiği tek doz IV çalışmalarda araştırılmıştır.

Linezolidin Cmax ve dağılım hacmi pediyatrik hastalarda yaştan bağımsızdır. Bununla birlikte, linezolidin klerensi yaşa bağlı olarak değişmektedir. 1 haftadan daha küçük preterm yeni doğanlar hariç, linezolidin klerensinin en hızlı olduğu grup 1 hafta-11 yaş arasıdır, buna bağlı olarak yetişkinlere kıyasla tek doz EAA değerleri daha düşüktür ve yarı ömürleri daha azdır. Pediyatrik hastaların yaşı arttıkça, linezolidin klerensi kademeli olarak azalır ve gençlerde ortalama klerens değerleri erişkin değerlerine yaklaşır. Pediyatrik yaş grupları arasında, linezolidin klerensi ve EAA değerlerindeki farklılık yetişkinlerle kıyasla daha fazladır.

8 saatte bir doz uygulanan 0-11 yaş pediyatrik hastalarda 12 saatte bir doz uygulanan gençlere ve erişkinlere benzer ortalama günlük EAA değerleri saptanmıştır.

Cinsiyet:

Cinsiyete göre doz ayarlaması gerekli görülmemektedir. Böbrek yetmezliği:

Ana ilaç linezolidin farmakokinetiği, böbrek yetmezliğinde değişmez; ancak, linezolidin iki primer metaboliti böbrek yetmezliğinde birikebilir, birikim miktarı böbrek yetmezliğinin derecesiyle orantılı olarak artabilir. Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda bu iki metabolitin birikiminin klinik önemi bilinmemektedir. Benzer plazma konsantrasyonları böbrek fonksiyonundan bağımsız olarak elde edildiği için, böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Ancak, primer metabolitlerin birikmesinin klinik önemi hakkında bilgi olmadığı için, böbrek yetmezliği olanlarda linezolid kullanımında, bu metabolitlerin birikme riski potansiyeli dikkate alınmalıdır. Hem linezolid, hem de iki metaboliti diyalizle elimine olur. Peritoneal diyalizin linezolidin farmakokinetiği üzerine etkileri konusunda bilgi yoktur. Linezolid verildikten 3 saat sonra başlayan ve 3 saat süren diyaliz sonunda linezolid dozunun yaklaşık %30’u vücuttan uzaklaştırılmıştır; bu nedenle linezolid hemodiyalizden sonra verilmelidir.

Karaciğer yetmezliği:

Linezolidin farmakokinetiği, hafif-orta karaciğer yetmezliği olan (Child-Pugh Sınıf A veya B) hastalarda (n=7) değişmez. Mevcut verilere göre, hafif-orta karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlanması önerilmemektedir. Linezolidin ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalardaki farmakokinetiği değerlendirilmemiştir.

5.3.Kliniköncesi güvenlilik verileri

Linezolid’in karsinojenik potansiyelini belirlemek amacıyla hayvanlarda yaşam boyu süren çalışmalar yapılmamış olsa da, yapılan Ames ve AS52 tahlilleri, in vitro programlanmamış DNA sentezi (unscheduled DNA synthesis, UDS) tahlilleri, insan lenfositlerinde in vitro kromozom sapma testleri, farelerde in vivo mikronükleus tahlilleri gibi bir seri testte Linezolid ile hiç mutajenik veya klastojenik potansiyele rastlanmamıştır.

Linezolid verildiğinde erişkin dişi sıçanların fertilite veya üreme performansını etkilememiştir; EAA baz alındığında, insanın maruz kalabileceği veya ondan daha yüksek seviyelerde olan >50 mg/kg/günlük dozlarda verildiğinde erişkin erkek sıçanların fertilite veya üreme performansını geri dönüşümlü olarak düşürmüştür. Epididimde epitel hücresi hipertrofisi, sperm olgunlaşmasını etkileyerek fertilitenin azalmasına katkıda bulunabilir. Köpeklerde benzer epididimal değişiklikler gözlenmemiştir. Testislerdeki sperm konsantrasyonları normal seviyelerde olsa da, kauda epididimisteki konsantrasyonları azalmıştır, vas deferenste spermlerin motilitesi azalmıştır. Cinsel gelişme periyotlarının büyük bir bölümünde Linezolid ile tedavi edilen (7 ila 36 günlükten itibaren 50 mg/kg/günlük dozlarda ve 37 ila 55 günlükten itibaren 100 mg/kg/günlük dozlarda, AUC’ler baz alındığında insanın maruz kalabileceği seviyelerin 0.4 ila 1.2 katı) genç erkek sıçanlarda fertilitede hafif derecede azalma oluşmuştur. Erkek üreme sisteminde, advers etki belirtisi olabilecek hiçbir histopatolojik değişikliğe rastlanmamıştır.

Teratojenik etkiler, teratojenik olmayan etkiler ve laktasyon: Bkz. Bölüm 4.6 Gebelik ve laktasyon