VAGIFEM 25 mcg 15 vajinal tablet Uyarılar

Novo Nordisk Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

Vagifem uyarılar, Vagifem zararları, Vagifem önlemler, Vagifem riskler, Vagifem yan etkisi, Vagifem alerji, Vagifem alkol, Vagifem hamileler, Vagifem emzirme, Vagifem araç kullanımı, Vagifem fazla alınırsa bilgilerini içerir.

Uyarılar

Postmenopozal semptomların tedavisi için, HRT sadece yaşam kalitesini olumsuz etkileyen semptomlar İçin başlatılmalıdır. Tüm koşullarda, en azından yıllık olarak risk ve yararlann dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi yapılmalıdır ve sadece yarann riskten daha fazla olduğu durumlarda HRT’ye devam edilmelidir.

Hormon tedavisi başlangıcı veya gözden geçirilmesi öncesi, tam bir kişisel ve ailesel öykü alınmalıdır. Fizik (meme ve pelvisi kapsayan) muayene bu bilgiler ve kullanım tedbirleri ile kontrendikasyonların rehberliğinde yapılmalıdır. Tedavi sırasında, sıklığı ve yöntemi her kadına göre uyarlanmış periyodik kontroller tavsiye edilmektedir. Kadınlara, göğüslerinde oluşan hangi değişiklikleri doktor veya hemşirelerine bildirmesi gerektiği öğütlenmelidir. Mamografı dahil incelemeler, kabul gören güncel tarama pratiğine uygun yapılmalı ve bireyin klinik ihtiyaçlarına göre değiştirilmelidir.

Takip edilmesi gerekli durumlar

Aşağıdaki durumların herhangi birinin varlığında, daha Önceden oluşmuşsa, ve/veya hamilelik veya önceki hormon tedavisi sırasında şiddetlendiğinde, hasta yakından takip edilmelidir. Bu durumların sistemik östrojen tedavisi sırasında yeniden oluşabileceği veya şiddetlenebileceği göz önünde bulundurulmalıdır, özellikle:

• Leiomyom (rahim fıbroidleri) veya endometriyozis

• Tromboembolik bozukluk hikayesi veya risk faktörlerinin varlığı (aşağıya bakınız)

• Östrojen bağımlı tümörlerdeki risk faktörlerini içerenler (öm. meme kanserli hastaların 1. derece yakınlan)

• Hipertansiyon

• Karaciğer bozukluklan (öm. karaciğer adenomu)

• Vasküler tutulumu olan veya olmayan diabetes mellitus

• Kolelitiyazis

• Migren veya (şiddetli) başağrısı

• Sistemik lupus eritematozus

• Endometriyal hiperplazi hikayesi (aşağıya bakınız)

• Epilepsi

• Astım

• Otosklerozis

VAGİFEM’in içeriğindeki düşük doz östradiol’ün lokal olarak uygulanmasına bağlı olarak, yukanda belirtilen durumlann yeniden oluşması veya alevlenmesi, sistemik östrojen tedavisiyle görülenden muhtemelen daha azdır.

Tedavinin acilen kesilmesini gerektiren sebepler

Bir kontrendikasyonun varlığında ve aşağıdaki durumlarda tedavi durdurulmalıdır:

• Sanlık veya karaciğer fonksiyonlarında bozulma

• Kan basıncında anlamlı artış

• Yeni migren tipi baş ağrısının başlaması

• Hamilelik

Endometriyal hlperplazi

VAGİFEM tedavisine başlamadan önce, rahmi yerinde olan ve bilinmeyen bir sebep nedeniyle anormal kanaması olan kadınlar veya rahmi yerinde olup da daha önce sadece östrojen ile tedavi edilmiş kadınlar, endometriyumdaki aşın uyanlma/maligniteyi Önlemek amacıyla özel bir dikkatle incelenmelidir.

Tek başına oral östroj enlerle tedavi sonrası endometriyal kanser riski, hem tedavinin süresi hem de östrojen dozu ile bağlantılıdır. VAGİFEM içindeki östradiol dozu düşüktür ve tedavi lokaldir. Bazı hastalarda minör derecede sistemik absorpsiyon oluşabilir (bakınız bölüm 5.2). Bununla beraber, VAGİFEM artmış endometriyal hiperplazi veya rahim kanseri riski ile ilişkili değildir. Çünkü VAGİFEM ile lokal östrojen tedavisi altında sistemik etkinlik yoktur, progestagen eklenmesi önerilmemektedir.

Genel bir kural olarak, jinekolojik incelemeyi de içeren diğer fizik muayeneler yapılmaksızın, östrojen replasman tedavisi bir yıldan uzun bir süre reçete edilmemelidir.

VAGİFEM ile tedavi esnasında inatçı veya tekrarlayan genital kanamalar oluşursa hastanın doktora başvurması gerekir. Bu durumda maligniteyi dışlamak için endometriyal biyopsi istenebilir.

VAGİFEM lokal, düşük doz bir östradiol preparatıdır ve bu nedenle aşağıda belirtilen durumlann oluşması sistemik östrojen tedavisine göre muhtemelen daha azdır,

Histerektomi olan kadınlarda rezidüel endometriyozis varsa progestan eklenmesi düşünülmelidir. Meme Kanseri

Sistemik östrojen veya östrojen-progestagen tedavisi meme kanseri riskini artırabilir. Konjuge equin östrojenler veya östradiol ile bağıl meme kanseri riski, sıralı veya devamlı ve progestagen tipinden bağımsız, bir progestagen eklendiğinde daha fazladır. Geniş bir randomize klinik çalışma (WHI çalışması), yalnız konjuge equin östrojen ile tedavi edilen histerektomize postmenopozal kadınlarda meme kanseri insidansmda hiçbir artışın olmadığını göstermiştir.

Venöz tromboembolizm

Sistemik HRT, daha yüksek venöz tromboembolizm (VTE) gelişme riski ile ilişkilidir, örn. derin ven trombozu veya pulmoner embolizm. WHPnın yalmz östrojen kullanıldığı bir alt çalışmasında, VTE (DVT ve pulmoner embolizm (PE)) riskinin, sadece DVT’nin risk artışı istatistiksel anlamlılığa ulaşmasına rağmen (10.000 kadın yılı için 15’e karşı 23), plasebo ile karşılaştırıldığında günlük CEE (konjuge equin östrojen) alan kadınlarda arttığı bildirilmiştir (10.000 kadın yılı için 22’ye karşı 30). VTE riskindeki artış, tedavinin ilk iki yılı boyunca gösterilmiştir.

WHI’nın östrojen artı progestin alt çalışmasında, plasebo alan kadınlarla karşılaştırıldığında günlük CEE/MPA alan kadınlarda VTE’nin istatistiksel olarak anlamlı iki kat daha fazla oranda görüldüğü bildirilmiştir (10.000 kadın yılı için 17’ye karşı 35). Ayrıca, DVT (10.000 kadın yılı için 13’e karşı 26) ve PE’nin (10.000 kadın yılı için 8’e karşı 18) her ikisi için de riskteki istatistiksel olarak anlamlı artışlar gösterilmiştir. VTE riskindeki artış, tedavinin ilk yılında gözlenmiş ve devanı etmiştir.

VTE için bilinen risk faktörleri genel olarak, kişisel veya ailesel öykü, ciddi obezite (Beden Kütle İndeksi (BMI) >30 kg/m2) ve sistemik lupus eritematozus (SLE)’tur. Variköz venlerin VTE’deki muhtemel rolleri hakkında görüş birliği yoktur.

VTE hikayesi veya bilinen trombofilik durumu olan hastalar artmış VTE riskine sahiptirler. HRT bu riski artırabilir. Kişisel veya güçlü ailesel tromboemboli hikayesi, veya tekrarlayan kendiliğinden düşükler, trombofilik bir bozukluğun ekarte edilmesi amacıyla araştırılmalıdır. Trombofilik faktörlerin tam bir değerlendirilmesi yapılana kadar veya antikoagülan tedavi başlayana dek, bu hastalarda HRT kullanımı kontrendike olarak görülmelidir. Hâlihazırda antikoagülan tedavi almakta olan kadınlarda HRT kullanımı için yarar-riskin dikkatle gözden geçirilmesi gerekir.

VTE riski, uzun süreli hareketsizlik, önemli travma veya cerrahi durumunda geçici olarak yükselebilir. Tüm postoperatif hastalarda olduğu gibi, cerrahiyi takiben venöz tromboemboliyi önlemek amacıyla profilaktik ölçümlere titizlikle dikkat edilmelidir. Takiben uzun süreli hareketsizlik ihtimalinin olduğu isteğe bağlı cerrahi, özellikle abdominal veya alt ekstremi te lerin ortopedik cerrahisi öncesinde, mümkünse 4-6 hafta Önceden HRT’nin geçici olarak bırakılması gündeme gelmelidir. Kadın tamamen hareketlenene kadar tedavi yeniden başlatılmamalıdır.

Eğer tedaviye başlandıktan sonra, VTE gelişirse ilaç bırakılmalıdır. Hastalara, tromboemboli için potansiyel bir semptomun (öm. bir bacağın ağrılı şişliği, ani göğüs ağnsı, dispne) farkına vardıklarında acilen doktorları ile temasa geçmeleri söylenmelidir.

İnme

WHl’nın yalnız östrojen kullanılan alt çalışmasında, plaseboyla (10.000 kadın yılı için 33’e karşı 45) kıyaslandığında günlük konjuge östrojenleri (CE 0.625 mg) kullanan kadınlarda inme riskinin istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı bildirilmiştir. Risk artışı tedavinin ilk yılından sonra gözlenmiş ve devam etmiştir.

WHI’mn östrojen artı progestin alt çalışmasında, plaseboyla (10.000 kadın yılı için 24’e karşı 31) karşılaştırdığında günlük olarak CE 0.625 mg artı medroksiprogesteron asetat (MPA 2.5 mg) kullanan kadınlarda inme riskinin istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı bildirilmiştir. Risk artışı tedavinin ilk yılından sonra gözlenmiş ve devam etmiştir. Ancak, WHI verilerinin sekonder analizi, 50-59 yaşlarındaki kadınlarda inme riskinin olmadığını göstermiştir.

Bununla birlikte, Hemşirelerin Sağlık Çalışması, hormon dozunun azaltılmasının inme riskinin azalmasına yol açtığını göstermiştir.

Över kanseri

Yalnız östrojen içeren HRT’lerin ve östrojen artı progestagen HRTIerinin uzun süreli (en az 5 veya 10 yıl) kullanımı, bazı epidemiyolojik çalışmalarda över kanseri riskinin artışıyla ilişkilendirilmiştir.

Diğer koşullar

Östrojenler sıvı tutulmasına neden olabilirler ve bu nedenle, kalp veya böbrek bozukluğu olan hastalar dikkatli bir şekilde gözlenmelidir.

Kognitif fonksiyonların gelişimi ile ilgili kesin kanıtlar bulunmamaktadır. 65 yaşmdan sonra devamlı kombine CCE ve MPA kullanmaya başlayan kadınlarda olası demans riskinin artışı ile ilgili WHI çalışmasından elde edilen bazı bulgular bulunmaktadır. Bu bulguların daha genç postmenopozal kadınlar ve diğer HRT ürünleri için de geçerli olup olmadığı bilinmemektedir.

Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

VAGİFEM'in araç ve makine kullanım yeteneği üzerine bilinen bir etkisi yoktur.