PITOXIL 400 mg 7 film tablet Farmakolojik Özellikleri

Sanovel Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Kinolon antibakteriyeller, florokinolonlar ATC kodu: J01MA14

Etki mekanizması

Moksifloksasin, geniş spektrumlu ve bakterisid aktiviteye sahip, 8-metoksi-fluorokinolon türevi bir antibiyotiktir. Moksifloksasin, geniş bir aralıkta yer alan gram-pozitif ve gram-negatif organizmalar, anaeroblar, aside dirençli bakteriler ve Chlamydia spp., Mycoplasmaspp. ve Legionella spp. gibi atipik organizmalara karşı in-vitro aktiviteye sahiptir.

Bakterisid etkisi topoizomeraz II ve IV’ün aktivitesini inhibe etmesi sonucu görülür. Topoizomerazlar, DNA topolojisini kontrol eden ve DNA replikasyonu, onarımı vetranskripsiyonuna yardım eden çok önemli enzimlerdir.

Moksifloksasin, konsantrasyona bağlı bakterisid etkinlik göstermektedir. Minimum bakterisid konsantrasyonlar genellikle minimum inhibe edici konsantrasyonlar ile benzerdir.Moksifloksasin P-laktam ve makrolide dirençli bakterilere karşı etkilidir. Hayvan enfeksiyonmodellerinde gerçekleştirilen araştırmalar, yüksek in-vivo aktivitesini kanıtlamıştır .

Direnç

Penisilinler, sefalosporinler, aminoglikozidler, makrolidier ve tetrasiklinleri inaktive eden direnç mekanizmaları moksifloksasinin antibakteriyel aktivitesini etkilememektedir.Moksifloksasin ile bu ajanlar arasında çapraz direnç yoktur. Plazmid kaynaklı direnç bugünedeğin gözlenmemiştir.

C-8’deki metoksi grubu C-8’deki hidrojen grubuna kıyasla, gram ( +) bakterilerdeki dirençli mutantlara karşı aktivite artışına ve bu mikroorganizmaların daha düşük oranda selekteedilmesine katkıda bulunmaktadır. C-7’ye bağlı olan büyük bisikloamin sübstitüentininvarlığı, florokinolon direncinin bir mekanizması olan aktif dışarı akışı önler.in-vitro araştırmalar, moksifloksasine karşı direncin çok aşamalı mutasyonlarla, yavaşçageliştiğini göstermiştir. Genel direnç sıklığının çok düşük olduğu (10" -10" ) ortayakonulmuştur. Organizmaların moksifloksasin MIK konsantrasyonlan altındaki birkonsantrasyona maruz bırakılmaları, moksifloksasinin MIK değerlerinde yalnızca küçük birartış göstermiştir.

Kinolonlar arasında çapraz direnç gözlenmiştir. Ancak, diğer kinolonlara dirençli olan bazı gram-pozitif ve anaerobik organizmalar moksifloksasine duyarlıdır.

İnsanlarda barsak florası üzerindeki etki

Gönüllüler üzerinde yapılan iki araştırmada, oral moksifloksasin doz uygulamasından sonra barsak florasında aşağıdaki değişiklikler görülmüştür: E. coli, Bacillus spp., Bacteroidesvulgatus, Enterococci ve Klebsiella spp. ’nin yanı sıra, anaeroblar Bifidobacterium,Eubacterium ve Peptostreptococcus da azalmıştır. Bu değişiklikler iki hafta içinde normaledönmüştür. Clostridium difficile toksini saptanmamıştır.

In-vitroDuyarlılık Verileri

*/** Onaylanmış klinik endikasyonlarda duyarlı suşlar üzerinde klinik etkinliği gösterilmiştir.

+ PİTOXİL metisiline dirençli S. aureus(MRSA) enfeksiyonlarının tedavisinde önerilmez. MRSA’nın etken olduğu veya etken olmasından şüphelenildiği enfeksiyonlarda tedaviye

uygun bir antibiyotikle başlanmalıc

ır .

Duyarlı

Orta düzeyde

Dirençli

Gram-negatif bakteriler

Haemophilus influenzae (B laktamaz negatif ve pozitifsuşlar dahil) *

Haemophilus parainfluenzae *

Moraxella catarrhalis (P laktamaz negatif ve pozitif suşlar dahil)*

Bordetella pertussis

Legionella pneumophilia

Escherichia coli *

Acinetobacter baumanii

Klebsiella pneumoniae *

Klebsiella oxytoca

Citrobacterfreundii *

Enterabactertürleri (E. aerogenes, E.intermedius, E.sakazaki)

Enterabaeter cloacae *

Pantoea agglomerans

Pseudomonas aeruginosa

Pseudomonas

fluorescens

Burkholderia cepacia

Stenotrophomonas

maltophilia

Proteus mirabilis *

Proteus vulgaris

Morganella morganii

Neisseria gonorrhoea * *

Providencia türleri (P. rettgeri, P. stuartii)

*/**Onaylanmış klinik endikasyon

arda duyarlı suşlar üzerim

e klinik etkinliği gösterilmiştir.

Duyarlı

Orta düzeyde

Dirençli

Anaeroblar

Bacteroides sp (B. fragilis *, B. distasoni *,B. thetaiotaomicron*,

B. ovatus *, B. uniformis *, B. vulgaris*)

Fusobacterium spp

Peptostreptococcus

spp.

Porphyromonas spp

Prevotella spp

Propionibacterium spp.

Clostridium türleri

*/**Onaylanmış klinik endikasyon

arda duyarlı suşlar üzerine

e klinik etkinliği gösterilmiştir .

Duyarlı

Orta düzeyde

Dirençli

Atipik organizmalar

Chlamydia pneumoniae *

Chlamydia trachomatis **

Mycoplasma pneumoniae *

Mycoplasma hominis

Mycoplasma genitalum

Legionella pneumophila *

Coxiella burnettii

*/**Onaylanmış klinik endikasyonlarda duyarlı suşlar üzerinde klinik etkinliği gösterilmiştir .

Edinilmiş direncin sıklığı belirli bazı türler için coğrafi olarak ve zamanla değişebilmektedir. Özellikle ağır enfeksiyonları tedavi ederken, organizmaların dirençleri hakkında yerel bilgigereklidir. Yukarıdaki bilgiler, bir organizmanın moksifloksasine duyarlı olma olasılığınailişkin bir kılavuz olarak verilmektedir.

Tek doz 400 mg Moksifiloksasin’in intravenöz ve oral uygulamalarında, farmakokinetik ve farmakodinamik temsil parametrelerinin karşılaştırması:

Hastane tedavisi gerektiren hastalarda EAA/MIK90 parametrelerinin 125’den daha büyük ve Cmax/MIK90 = 8-10 olması, klinik iyileşmenin öngörücüsüdür. Ayaktan tedavi olanhastalarda, bu yedek parametreler genellikle daha küçüktür, örn. EAA / MIK90 > 30-40.

Aşağıdaki tablo, 400 mg moksifloksasinin intravenöz ve oral uygulaması için tek doz verilerinden hesaplanan ilgili farmakokinetik/farmakodinamik yedek parametrelerigöstermektedir :

Uygulama yolu

İntravenöz

Oral

Parametre (medyan)

EAA [saat]

Cmax/MIK90a)

EAA [saat]

Cmax/MIK90

MIK900.125 mg/L

313

32.5

279

23.6

MIK900.25 mg/L

156

16.2

140

11.8

MIK900.5 mg/L

78

8.1

70

5.9

a) 1 saatlik enfüzyon

5.2. Farmakokinetik özellikler

Emilim ve biyoyararlanım:

Oral uygulamayı takiben, moksifiloksasin hızla ve hemen hemen tamamen absorbe olur. Mutlak biyoyararlanım, yaklaşık % 91’dir.

50-1200 mg arasında tek dozdan sonra ve 10 gün süreyle günlük 600 mg’a kadar dozlarda farmakokinetik lineerdir. Kararlı duruma 3 gün içinde ulaşılır. 400 mg’lık bir oral dozutakiben, 3.1 mg/l’ lik pik konsantrasyonlara 0.5 - 4 saat içinde ulaşılır. Kararlı durumda (gündebir kez 400 mg) pik ve taban plazma konsantrasyonları sırasıyla 3.2 ve 0.6 mg/l olaraksaptanmıştır.

Moksifloksasinin gıdalarla birlikte alınması, pik konsantrasyonlara ulaşma süresini yaklaşık 2 saat uzatır ve pik konsantrasyonları yaklaşık %16 oranında hafifçe düşürür. Kinolonlarınantimikrobiyel etkinliğinin önceden tahmin edilmesinde en çok EAA (eğri altındaki alan’’AUC’’) / MIK önemli olduğundan bu etki klinik olarak anlamlı değildir. Absorpsiyonunderecesi değişmemiştir. Dolayısıyla, PİTOXİL yemeklerden bağımsız olarak uygulanabilir .

Dağılım:

Moksifloksasin ekstravasküler alanlara son derece hızlı bir dağılım göstermektedir. EAA (EAAnorm= 6 kg*saat/1) ile ifade edilen ilaca maruz kalma düzeyi yüksektir; sabit durumdadağılım hacmi (VsS) yaklaşık 2 1/kg’a varır. Tükürükte, plazmadakinden daha yüksek pikkonsantrasyonlara ulaşılabilir. in-vitro ve ex-vivo deneylerde, 0.02 - 2 mg/l aralığındakiproteine bağlanma oranı, ilacın konsantrasyonundan bağımsız olarak yaklaşık %45’tir.Moksifloksasin esas olarak serum albüminine bağlanmaktadır. Bu değerin düşük olmasındandolayı, yüksek serbest pik konsantrasyonları > 10 x MIK görülür.

Moksifloksasin akciğerde (epitel sıvısı, alveolar makrofajlar, biyotik doku), sinüslerde (maksiller ve etmoid sinüs, nazal polip) ve enflamasyonlu lezyonlarda (blister sıvısı) yüksekkonsantrasyonlara ulaşır; buralarda plazma konsantrasyonlarını aşan konsantrasyonlar oluşur.İnterstisyel vücut sıvılarında (tükrük, intramüsküler, subkutan) yüksek serbest ilaçkonsantrasyonları görülür. Ayrıca, abdominal doku ve sıvılarda ve kadın genital kanalında dayüksek ilaç konsantrasyonları tespit edilmiştir.

400 mg tek dozun oral uygulamasını takiben insan dokularında bulunan pik konsantrasyonları (geometrik ortalama):

1 Uygulamadan 10 saat sonra

Doku

Konsantrasyon

Plazma oranı

Plazma

3.1

mg/L

--

Tükrük

3.6

mg/L

0.75-1.3

Kabarcık sıvısı

1.61

mg/L

1.71

Bronşiyel mukoza

5.4

mg/kg

1.7 - 2.1

Alveolar Makrofajlar

56.7

mg/kg

18.6 - 70.0

Epitel tabaka sıvısı

20.7

mg/L

5 - 7

Maksiller sinüs

7.5

mg/kg

2.0

Etmoid sinüs

8.2

mg/kg

2.1

Nazal polip

9.1

mg/kg

2.6

İnterstisyel sıvı

1.02

mg/L

0.8-1.42,3

2 Bağlanmamış konsantrasyon

3 Dozdan sonra 3 saatten 36 saate kadar

Biyotransformasyon:

Moksifloksasin Faz II biyotransformasyona uğrar ve değişmemiş ilaç ve bir sulfo-bileşiği (M1) ve bir glukuronid (M2) formunda böbrek ve safra/feçes yollarıyla atılır. M1 ve M2insanlarda ilgili tek metabolitler olup, her ikisi de mikrobiyolojik olarak inaktiftir.

Ne in-vitro, ne de faz I klinik çalışmalarında, sitokrom P-450 enzimlerini kapsayan faz I biyotransformasyona uğrayan diğer ilaçlarla herhangi bir metabolik farmakokinetik etkileşimgözlenmemiştir.

Uygulama yolundan bağımsız olarak, M1 ve M2 metabolitlerinin plazma konsantrasyonları ana ilaçtan daha düşüktür. Preklinik çalışmalarda her iki metabolit de ele alınmış, böyleliklegüvenlilik ve tolerabiliteye yönelik potansiyel etkileşimler ekarte edilmiştir.

Eliminasyon:

Moksifloksasinin eliminasyonu, yaklaşık 12 saatlik bir ortalama terminal yarılanma ömrü ile plazmadan gerçekleşmektedir. 400 mg’lık tek dozu takiben ortalama görünür toplam vücutklerensi 179- 246 ml/dakika arasında değişmektedir. Renal klerens yaklaşık 24 - 53 ml/dakikaolup, ilacın böbreklerden kısmi tübüler reabsorpsiyonunu düşündürmektedir. Ranitidin veprobenesid ile birlikte uygulama ilacın renal klerensini değiştirmemiştir.

Ana bileşiğin kütle dengesi ve moksifloksasinin faz II metabolitleri, uygulama yolundan bağımsız olarak, oksidatif metabolizma verileri bulunmaksızın, yaklaşık %96-98’likreabsorpsiyon göstermektedir. Eliminasyon yollarına göre (renal, renal olmayan, metabolik,metabolik olmayan gibi) kütle dengesinin detaylı incelenmesi ve uygulama yolu aşağıdakitabloda verilmiştir:

400 mg’lık tek dozun reabsorpsiyonu (aritmetik ortalama ± standart sapma (SD))

Moksifiloksasin

Sulfo-bileşiği

(M1)

Glukuronid

(M2)

İdrar p.o.

19.4 ± 1.2

2.5 ± 0.6

13.6 ± 2.8

35.4 ± 1.8

Dışkı p.o

25.4 ± 3.1

35.5 ± 3.2

60.9 ± 5.1

E p.o. (n=6)

44.8 ± 3.3

37.9 ± 3.6

13.6 ± 2.8

96.3 ± 4.3

İdrar i.v.

21.9 ± 3.6

2.5 ± 0.9

13.8 ± 2.0

38.1 ± 2.1

Dışkı i.v

25.9 ± 4.3

34.4 ± 5.6

60.2 ± 9.2

E i.v. (n=5)

47.8 ± 7.2

36.8 ± 5.9

13.8 ± 2.0

98.4 ± 10.5

Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:

50-1200 mg arasında tek dozdan sonra ve 10 gün süreyle günlük 600 mg’a kadar dozlarda farmakokinetik doğrusaldır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Etnik gruplar arasında farklılıklar:

Beyaz, Japon, Siyah ve diğer etnik gruplarda olası etnik farklılıklar incelenmiştir. Farmakokinetik açıdan klinik olarak anlamlı herhangi bir etnik farklılık saptanamamıştır.

Cinsiyet:

Moksifloksasinin farmakokinetiğinde (EAA ve Cmaks) erkek ve kadın denekler arasında % 33 farklılık vardır. İlacın absorpsiyonu cinsiyetten etkilenmemiştir. EAA and Cmaks’daki bufarklılıklar, cinsiyete değil vücut ağırlığındaki farka bağlanmıştır. Bunlar klinik açıdan anlamlıbulunmamıştır.

Karaciğer yetmezliği olan hastalar:

Hafif ve şiddetli karaciğer bozukluğu (Child Pugh A-C) olan hastaların moksifloksasin plazma konsantrasyonu, sağlıklı gönüllüler veya normal karaciğer fonksiyonuna sahip hastalarile karşılaştınldığında klinik olarak anlamlı bir farklılık göstermemektedir (Karaciğer sirozuolan hastalarda kullanım için Uyarılar bölümüne bakınız.)

Yaşlılar:

Moksifloksasinin farmakokinetiği yaştan etkilenmemektedir.

Çocuklar ve adölasanlar hastalar:

Moksifloksasin farmakokinetiği pediyatrik hastalarda araştırılmamıştır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Diğer kinolonlarda olduğu gibi, moksifloksasin için de başlıca toksikolojik hedef organlar hematopoetik sistem (köpek ve maymunlarda kemik iliğinin hiposelülaritesi), merkezi sinirsistemi (maymunlarda konvülsiyonlar) ve karaciğer (sıçan, köpek ve maymunlarda yüksekkaraciğer enzimleri, tek hücre nekrozu) olmuştur. Bu değişiklikler sıklıkla, yalnızca yüksekmoksifloksasin dozlarından sonra ya da uzun süren tedaviden sonra görülmüştür.

Köpeklerde yapılan bir lokal tolerabilite çalışmasında, moksifloksasin intravenöz olarak uygulandığında lokal intolerabilite işaretleri görülmemiştir. İntraarteriyel enjeksiyondan sonra,periarteriyel yumuşak dokuyu kapsayan inflamatuvar değişiklikler gözlenmiştir, ki bu damoksifloksasinin intraarteriyel olarak uygulanmasından kaçınılması gerektiğinidüşündürmektedir.

Karsinojenite, Mutajenite

Her ne kadar moksifloksasinin karsinojenik potansiyelini belirlemeye yönelik konvansiyonel uzun süreli araştırmalar yapılmamışsa da, ilaç bir dizi in-vitro ve in-vivo genotoksisite testinetabi tutulmuştur. Ayrıca, sıçanlarda insan karsinogenezi için hızlandırılmış bir biyolojik tayin(başlatma/ilerletme testi) yapılmıştır. Ames testinin 4 suşunda, Çin hamsteri overhücrelerindeki HPRT mutasyon testinde ve sıçan primer hepatositlerindeki UDS testindenegatif sonuçlar elde edilmiştir. Diğer kinolonlarla olduğu gibi, TA 102 ile Ames testi pozitifolmuş ve Çin hamsteri v79 hücrelerindeki in-vitro test yüksek konsantrasyonlarda (300mcg/ml) kromozom anormallikleri göstermiştir. Bununla birlikte, farelerde yapılan in-vivomikronükleus tayini negatif olmuştur. Bir diğer in-vivo test, farelerdeki dominant letal testi denegatif olmuştur. Negatif in-vivo sonuçları genotoksisite açısından in-vivo durumu yansıttığısonucuna varılmıştır. Sıçanlarda yapılan bir başlatma/ilerletme testinde herhangi birkarsinojenite kanıtı bulunmamıştır.

Fototoksisite

Moksifloksasin son derece fotostabil olup, çok düşük bir fotogenotoksisite potansiyeline sahiptir. İn-vitro ve hayvan modellerinde moksifloksasinin, fototoksisite ve fotogenotoksisiteindükleme yönüyle, tüm diğer kinolonlardan daha düşük potens gösterdiği düşünülmektedir.Bazı kinolonların ultraviyole ışığa maruz bırakılmış farelere eş zamanlı olarakuygulandıklarında UV -A kaynaklı fotokarsinojenite etkisini arttırdığı gösterilmiştir.Moksifloksasin ile herhangi bir fotokarsinojenite araştırması yapılmamıştır. Fototoksikpotansiyelin bulunmaması, gönüllülerde yapılan bir Faz I araştırmada doğrulanmıştır.

EKG

Yüksek konsantrasyonlarda, moksifloksasin kalbin gecikmiş rektifiye edici potasyum akımını inhibe eder ve dolayısıyla QT aralığının uzamasına yol açabilir. Köpeklerde > 16 mg/l plazmakonsantrasyonlarına yol açan > 90 mg/kg’lık oral dozlar kullanılarak yapılan toksikolojiaraştırmalarında QT uzamaları saptanmış ancak aritmi saptanmamıştır. Ancak insan dozunun50 kat üzerinde (>300 mg/kg) olan ve > 200 mg/l’lik plazma konsantrasyonlarına (intravenözuygulamadan sonra terapötik düzeyin 30 katından fazla) yol açan çok yüksek kümülatifintravenöz uygulamadan sonra geri dönüşümlü, ölümcül olmayan ventrikül aritmilerigörülmüştür.

Okülotoksisite

Sıçanlarda ve maymunlarda yapılan toksisite çalışmalarında ( 6 aya kadar tekrarlı dozlar ile) okülotoksik riske ilişkin herhangi bir belirti görülmemiştir. Köpeklerde, > 20 mg/l plazmakonsantrasyonları oluşturan yüksek dozlarda (> 60 mg/kg) elektroretinogramda değişikliklerve izole vakalarda retina atrofisi görülmüştür.

Artrotoksisite

Kinolonların immatür hayvanlarda majör diartoidal eklemlerin kıkırdağında lezyonlara neden olduğu bilinmektedir. Moksifloksasinin juvenil köpeklerde eklem toksisitesine neden olan endüşük dozu, mg/kg bazında, önerilen maksimum terapötik dozun dört katı (400 mg/50 kg kişi)ve plazma konsantrasyonları önerilen terapötik dozdakinden iki ila üç kat daha yüksekbulunmuştur.

Üreme toksisitesi

Sıçan, tavşan ve maymunlarda yapılan üreme araştırmaları, moksifloksasinin plasentadan geçtiğini göstermektedir. Sıçanlarda (oral ve i.v.) ve maymunlarda (oral) gerçekleştirilenaraştırmalar, moksifloksasin uygulamasından sonra teratojenite ya da fertilite bozukluğunailişkin herhangi bir bulgu ortaya koymamıştır. 20 mg/kg intravenöz doz ile tedavi edilentavşanlarda iskelet malformasyonu gözlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçları kinolonların iskeletgelişimi üzerindeki etkileri ile tutarlıdır ("Gebelik ve laktasyon" bölümüne bakınız). Maymunve tavşanlarda, insan terapötik konsantrasyonlarında, düşük insidansında bir artış saptanmıştır.Sıçanlarda, insan terapötik doz aralığındaki plazma konsantrasyonları ile mg/kg bazındaönerilen maksimum dozun 63 katı olan dozlarda fetüs ağırlığında azalma, prenatal kayıptaartış, gebelik süresinde hafif bir artış ve bazı erkek ve dişi yavruların spontan aktivitesindeartış gözlenmiştir.