LASIX 40 mg 12 tablet Yan Etkileri

Sanofi Aventis Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

Lasix yan etkileri, Lasix etkileri, Lasix zararları, Lasix belirtileri, Lasix uyarılar, Lasix önlemler, Lasix kilo aldırırmı, Lasix zayıflatırmı, Lasix zehirlenmesi, Lasix cinsellik, Lasix sorunlar, Lasix uykusuzluk, Lasix bağımlılık, Lasix bırakma bilgilerini içerir.

4.Olası yan etkiler nelerdir ?

Tüm ilaçlar gibi LASIX’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.

Aşağıdakilerden biri olursa, LASİX'i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:

• Kaşıntı, kurdeşen, diğer döküntüler, içi sıvı dolu kabarcıklar, genelde kendiliğinden geçen, el, yüz ve ayakta dantele benzer kızarıklık oluşturan, aşırı duyarlılık durumu,

• Genellikle kollar ve bacaklarda deride içi su dolu kabarcıklar-büller-ile seyreden bir deri hastalığı,

• Pul pul dökülme ile seyreden iltihaplı bir tür deri hastalığı (eksfolyatif dermatit),

• İğne başı şeklinde kırmızı morarmalar (purpura), ışığa duyarlılık

• Ani aşırı duyarlılık reaksiyonu

• Ciltte ve göz çevresinde kan oturması, şişlik ve kızarıklıkla seyreden iltihap (Stevens Johnson Sendromu)

• Deride içi sıvı dolu kabarcıklarla seyreden ciddi bir hastalık (toksik epidermal nekroliz)

Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin, LASİX'e karşı ciddi alerjiniz var demektir.

Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.

Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:

• Trombositopeni ( trombosit-kan pulcuğu- sayısında azalma), akyuvar sayısında azalma, agranülositoz (beyaz kan hücreleri sayısında azalma), aplastik anemi (kan hücreleri sayısında ciddi azalma), bir tür kansızlık (hemolitik anemi)

• Kanda eozinofil (bir tür alerji hücresi) sayısında artış

• Hemokonsantrasyon (Kan sıvısının azalmasına bağlı olarak kanın konsantrasyonunda artma)

• Karaciğer hastalığına bağlı olarak gelişen nöropsikiyatrik sendrom (hepatik ensefalopati)

• Böbrek yetersizliği

• Kandaki protein miktarı anormal düşüş olan hastalarda özellikle böbreklerinde ciddi hasar olanlarda işitme bozuklukları ve kulak çınlaması

• Karaciğer içi bir nedene bağlı olarak safra akışının yavaşlaması veya durması

• Akut pankreas iltihabı

• Su atılımında artış

• Özellikle potasyum, kalsiyum, magnezyum atılımında artış, metabolik alkaloz (kanda bikarbonat konsantrasyonu artışına bağlı kan pH'sının artığı metabolik durum)

• Gut atakları (Eklemlerde iltihap ve ağrıya neden olan ürik asit artışı ile karakterize hastalık)

• Kan damarları iltihabı, pıhtı oluşumuna eğilim

• Erken doğan bebeklerde, sıklıkla geri dönüşsüz böbrek hasarına yol açan, böbrekler kalsiyum tuzlarının birikmesi, böbrek taşı oluşumu

• Erken doğan bebeklerde yaşamın ilk haftası içinde uygulanması halinde bir tür kalp-damar hastalığı olan "patent ductus arteriosus"un (kalpten çıkan iki büyük atardamarın arasındaki açıklığın doğumdan sonra kapanmayıp açık kalması durumu) devam etme riskinde artış

Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir. Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:

• Uyuşma

• Ateş,

• Bulantı, kusma, ishal

• İdrar yapamama

• Kas içine uygulamayı takiben akıtma bölgesinde ağrı

• Oturur ya da yatar pozisyondan ayağa kalkarken görülen kan basıncı düşüklüğü

• Şeker hastalarında dikkat edilmesi gereken şekere karşı duyarlılıkta azalma

• Kolesterol ve trigliserid serum düzeylerinde artış

Yan etkilerin raporlanması

Artan idrar itrahı nedeniyle sıklıkla sıvı ve elektrolit dengesi bozuklukları ortaya çıkabilir. Aşırı diüreze bağlı olarak özellikle tedavinin başlangıcında ve bilhassa yaşlı hastalarda ve çocuklarda başağrısı, sersemlik hissi, görme bozuklukları ağız kuruluğu, hipotansiyon ve dik duruşta sirkülatuar regülasyon bozukluğu gibi gibi dolaşımla ilgili bozukluklardan söz edilebilir. Ek olarak vücut suyunun kaybı (dehidratasyon) ve dolaşımdaki kan hacminin azalmasına (hipovolemi) bağlı -özellikle yaşlılarda- trombofilinin eşlik ettiği kan konsantrasyonu artması (hemokonsantrasyon) görülebilir. Ekstrarenal potasyum kaybının bir sonucu olara özellikle aynı zamanda potasyum alımının azaldığı ve/veya ekstrarenal potasyum kaybının arttığı (ör. kusma veya kronik diareye bağlı) bir potasyum eksikliği (hipokalemi) ortaya çıkabilir. Ayrıca karaciğer sirozu gibi hastalığı olanlarda potasyum eksikliğine eğilim gelişebilir. Böyle durumlarda hasta izlenmeli ve gerekirse potasyum verilmelidir. Potasyum eksikliği (hipokalemi), kendisini kas zayıflığı, tam veya kısmi paralizi gibi nöromüsküler semptomlarla, kusma, konstipasyon, abdomen veya barsaklarda aşırı gaz birikimi (meteorizm) gibi intestinal semptomlarla, poliüri, polidipsi gibi renal semptomlarla, impuls oluşumu ve yayılımında bozukluklar gibi kardiyak semptomlarla belli edebilir.İleri derecede potasyum eksikliği intestinal paraliziye (paralitik ileus) veya zaman zaman komaya kadar gidebilen bilinç bozulkluklarına sebebiyet verebilir. Sodyum eksikliği (hiponatremi) -özellikle tuz alımının kısıtlandığı durumlarda- böbreklerden sodyum kaybının artması sonucunda ortaya çıkabilir Bu durum kendini genellikle şu semptomlarla belli eder: baldır krampları, iştahsızlık, güçsüzlük hissi, uykulu hal, apati, konfüzyon, kusma. Artmış renal kalsiyum kaybı, kalsiyum eksikliğine (hipokalsemi) sebebiyet verebilir.Bu, nadir vakalarda tetaninin eşlik ettiği bir artmış nöromuskuler irritabilite durumunu tetikleyebilir. Prematürelerde kalsiyum içeren böbrek taşları (nefrolithiasis) oluşabilir ve böbrek dokusunda kalsiyum tuzları birikebilir (nefrokalsinosis). Artmış renal magnezyum kaybının bir sonucu olarak hipomagnezemi ve nadir vakalarda tetani veya kardiyak aritmiler gözlemlenmiştir. Hidronefroz, prostat hipertrofisi ve üreter darlıkları gibi hastalıklarda görülen miksiyon bozuklukları fazla diürez sonucu ortaya çıkabilir veya artabilir. Furosemid tedavisi sırasında serum lipidlerinin (kolesterol ve trigliseridler) seviyeleri yükselebilir. Serum üre ve kreatinin seviyeleri geçici olarak yükselebilir. Furosemid tedavisi sırasında sıklıkla kan ürik asit konsantrasyonuna artma görülür. Bu, predispoze hastalarda gut krizine neden olabilir. Şeker hastalığı varsa kan glukoz veya glukoz tolerans testinde değişiklik olabileceğinden furosemid tedavisi sonucu hastanın durumu kötüleşebilir veya latent bir diabet manifest hale dönebilir. İzole vakalarda akut pankreatit gözlenmiştir. Furosemid uygulamasından sonra nadir vakalarda, çoğu kez reversibl olan işitme bozuklukları ve/veya kulak çınlaması (tinnitus) ortaya çıkabilir. Özellikle parenteral uygulamada ve zerkler çok çabuk yapıldığı zaman, bilhassa böbrek yetmezliği mevcudiyetinde böyle bir ihtimal söz konusudur. Daha önceden mevcut olan bir metabolik alkaloz (mesela dekompanze karaciğer sirozunda) furosemid tedavisi sırasında kötüleşebilir. Nadir vakalarda bulantı, kusma ve diare gibi gastrointestinal bozukluklar görülebilir. Zaman zaman allerjik reaksiyonlar görülebilir. Örneğin dolaşım kollapsının (şok) eşlik ettiği şiddetli ve bazen akut olarak hayatı tehdit eden reaksiyonlar (anafilaktik ve anafilaktoid reaksiyonlar) nadirdir ve daha önce sadece intravenöz uygulamayı takiben ortaya çıktıkları tanımlanmıştır. Genel bir kural olarak allerjik reaksiyonlar deri reaksiyonları (kaşıntı, ürtiker, büllöz erupsiyonlar, eritema multiforme, eksfoliyatif dermatit, purpura) şeklindedir ama ateşli haller, kan damarlarının veya böbreklerin enflamasyonu (vaskülit veya nefri