INTRAFEN 800 mg/ml 8 ml IV infüzyonluk çözelti içeren 1 flakon Uyarılar

Gen İlaç Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

Intrafen uyarılar, Intrafen zararları, Intrafen önlemler, Intrafen riskler, Intrafen yan etkisi, Intrafen alerji, Intrafen alkol, Intrafen hamileler, Intrafen emzirme, Intrafen araç kullanımı, Intrafen fazla alınırsa bilgilerini içerir.

Uyarılar

Kardiyovasküler risk:

- NSAİİ’lar ölümcül olabilecek kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inmeriskinde artışa neden olabilir. Bu risk kullanım süresine bağlı olarak artabilir. Kardiyovaskülerhastalığı olan veya kardiyovasküler hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksekolabilir.

- İNTRAFEN koroner arter by-pass graft cerrahisi perioperatif ağrı tedavisinde kontrendikedir.Gastrointestinal (GI) risk:

NSAİİ’lar kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi GI advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, önceden uyarıcı birsemptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi GI etkiler bakımındandaha yüksek risk taşımaktadırlar.

Kardiyovasküler trombotik olaylar:

Üç yıla kadar süreli çeşitli COX-2 selektif ve selektif olmayan NSAİ ilaçlara a it klinik çalışmalar, ölümcül olabilen ciddi kardiyovasküler trombotik olay, miyokard infarktüsü veinme riskinde artma göstermiştir. COX-2 selektif veya selektif olmayan tüm NSAİ ilaçlarınbenzer riski olabilir. Kardiyovasküler hastalığı ya da kardiyovasküler hastalık risk faktörleriolduğu bilinen hastalar daha yüksek risk altında olabilirler. NSAİİ’larla tedavi edilenhastalarda kardiyovasküler advers olay riskini en aza indirmek için, en düşük etkili doz enkısa sürede kullanılmalıdır. Önceden kardiyovasküler semptomlar görülmemiş olsa bile,doktor ve hastalar bu tür olayların gelişimine karşı hazırlıklı olmalıdırlar. Hastalar ciddikardiyovasküler belirti ve/veya semptomlar ve ciddi kardiyovasküler olaylargerçekleştiğinde yapılacaklar hakkında bilgilendirilmelidir.

NSAİİ’ların kullanımıyla artan ciddi kardiyovasküler trombotik olayların riskinin, asetil salisilik asit kullanımı ile azalacağına dair tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. Asetil salisilikasit ve NSAİİ’ların beraber kullanılması, ciddi gastrointestinal olay riskini arttırır.

Hipertansiyon:

İbuprofen dahil NSAİİ’lar, yeni hipertansiyon gelişimine veya var olan hipertansiyonun kötüleşmesine yol açabilirler. Her iki durumda da kardiyovasküler olayların oluşmasıklığının artmasına katkıda bulunabilir. İbuprofen dahil NSAİİ’lar hipertansiyonluhastalarda dikkatli kullanılmalıdır. NSAİİ tedavisinin başlangıcında ve tedavi süresince kanbasıncı yakından takip edilmelidir.

NSAİİ alımına bağlı olarak ADE inhibitörleri, tiyazid ya da kıvrım diüretikleri alan hastalarda, bu tedavilere yetersiz yanıt gelişebilir.

Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:

NSAİİ kullanan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem gözlenmiştir. İNTRAFEN sıvı retansiyonu ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Gastrointestinal (Gİ) etkiler, ülserasyon, kanama ve perforasyon riski:

İbuprofen dahil NSAİİ’lar; mide, ince bağırsak veya kalın bağırsak inflamasyonu, kanaması, ülserasyonu ve perforasyonu gibi ölümcül olabilen ciddi gastrointestinal advers olaylara yolaçabilirler. Bu ciddi advers olaylar NSAİİ’lar ile tedavi edilen hastalarda herhangi birzamanda, önceden uyarıcı bir semptom vererek ya da herhangi bir semptom vermeksizinortaya çıkabilir. NSAİİ tedavisinde ciddi üst gastrointestinal advers etki gelişen beş hastadansadece biri semptomatiktir. NSAİİ’ların neden olduğu üst gastrointestinal ülser, büyükkanama ya da perforasyon, 3-6 ay süreyle tedavi gören hastaların yaklaşık %1’inde, bir yılsüreyle tedavi gören hastaların ise %2-4’ünde ortaya çıkmaktadır. Daha uzun sürelikullanımda bu eğilim devam ederken, tedavi süresince herhangi bir zamanda ciddigastrointestinal advers olay gelişme olasılığı artar. Ancak kısa süreli tedavi bile risksizdeğildir.

Önceden ülser hastalığı ya da gastrointestinal kanama hikayesi olan hastalara ibuprofen dahil NSAİİ’lar önerilirken çok dikkatli olunmalıdır. Önceden peptik ülser hastalığı ve/veyagastrointestinal kanama hikayesi olan NSAİİ kullanan hastalarda gastrointes tinal kanamagörülme riski, bu risk faktörlerinden hiçbirine sahip olmayan hastalara göre 10 kattan dahafazladır. NSAİİ’lar ile tedavi edilen hastalarda gastrointestinal kanama riskini arttıran diğerfaktörler; beraberinde oral kortikosteroid ya da antikoagülan kullanımı, daha uzun süreliNSAİİ tedavisi, sigara içimi, alkol kullanımı, ileri yaş, genel sağlık durumunun zayıfolmasıdır. Ani ölümcül gastrointestinal olaylar en çok yaşlı veya bakıma ihtiyaç duyanhastalarda görüldüğünden, bu hasta popülasyonunun tedavisinde özellikle dikkatliolunmalıdır.

NSAİİ ilaçlar ile tedavi edilen hastalarda olası bir gastrointestinal advers olay riskini en aza indirmek için, en düşük etkin doz olası en kısa sürede kullanılmalıdır. Hastalar ve doktorlarNSAİİ tedavisi boyunca, gastrointestinal ülserasyon ve kanama belirti ve semptomlarınakarşı hazırlıklı olmalı ve herhangi bir gastrointestinal advers olay şüphesi durumunda derhaldeğerlendirme ve tedaviyi başlatmalıdırlar. Ciddi gastrointestinal advers olay olasılığıortadan kalkana kadar, NSAİİ tedavisinin sonlandırılması da alınacak tedbirler arasındadır.Yüksek riskli hastalarda NSAİİ içermeyen alternatif tedaviler düşünülmelidir.

Asetil salisilik asit ve diğer NSAİİ’ların birlikte kullanımı ciddi gastrointestinal ad vers olay riskini artırmaktadır. Gastrointestinal hastalık öyküsü olan hastalar, özelliklede yaşlı olanhastalar, tedavinin başlangıç dönemlerinde, olağandışı herhangi bir abdominal semptomu(özellikle gastrointestinal kanama) bildirmelidir.

İbuprofen alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyon gelişirse tedavi kesilmelidir.

Yaşlı hastalarda NSAİİ ilaçlara karşı artan sıklıkta advers reaksiyon (özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon) mevcuttur.

Ciddi deri reaksiyonları:

İbuprofen dahil NSAİİ’lar, eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson Sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN) gibi ölümcül olabilen ciddi deri reaksiyonlarına neden olabilir. Buciddi etkiler herhangi bir uyarıcı semptom olmaksızın ortaya çıkabilir. Hastalar deri üzerindeciddi belirtilerin işaret ve semptomları hakkında bilgilendirilmeli, deri döküntüsü veya başkabir aşırı duyarlılık belirtisi görüldüğü anda, İNTRAFEN tedavisi sonlandırılmalıdır.

Astımlı hastalar:

Astımlı hastalarda asetil salisilik aside duyarlı astım olabilir. Asetil salisilik asit-duyarlı astımı olan hastalarda asetil salisilik asit kullanımı, ölümcül olabilen ciddi bronkospazmlailişkilendirilmiştir. Bu tür asetil salisilik asit-duyarlı hastalarda asetil salisilik asit veNSAİİ’lar arasında bronkospazm dahil çapraz re aksiyonlar rapor edildiğinden, İNTRAFENasetil salisilik asit duyarlı hastalarda kontrendikedir.

İbuprofenin bu tip hastalarda bronkospazma neden olduğu rapor edildiğinden, bronşiyal astımlı ya da bronşiyal astım hikayesi olan hastalara ibuprofen uygularken dikkatliolunmalıdır.

Oftalmolojik Etkiler:

Çalışmalarda, ibuprofen uygulamasına dayandırılabilecek oküler değişiklikler gösterilmemiştir. Nadir olgularda, papillit, retrobulbar optik nörit ve papillödem gibiistenmeyen oküler bozukluklar, ibuprofen dahil olmak üzere NSAİ ilaç kullananlartarafından bildirilmiştir. Ancak nedensel ve etki ilişkisi saptanmamıştır; dolayısıylaibuprofen tedavisi sırasında görme bozukluğu gelişen hastalara oftalmolojik muayeneyapılmalıdır.

Karaciğer üzerindeki etkiler:

İbuprofen dahil NSAİİ’ları kullanan hastaların % 15’inde, bir veya daha fazla karaciğer testinde sınırda yükselmeler görülebilir. Bu laboratuvar anormallikleri, devam eden tedaviile ilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya geçici olabilir. Hastalarda NSAİİ’larla yapılanklinik çalışmaların yaklaşık % 1’inde, kayda değer ALT, AST yükselmeleri (normal üstdeğerlerin yaklaşık 3 veya daha fazla katı) rapor edilmiştir. Ek olarak sarılık, fulminanthepatit, karaciğer nekrozu, karaciğer yetmezlik gibi, bazıları ölümle sonuçlanan nadir ciddikaraciğer reaksiyonları bildirilmiştir. İbuprofen tedavisindeyken, hastada karaciğerfonksiyonunun bozulduğuna dair belirti ve/veya semptomlar oluşmuşsa veya karaciğertestleri anormalse, daha ciddi karaciğer reaksiyonlarının gelişimine yönelik değerlendirmeyapılmalıdır. Eğer karaciğer hastalığı gelişimi ile uyumlu klinik belirti ve semptomlar veyasistemik belirtiler (eozinofili, deri döküntüsü vb.) ortaya çıkarsa, ibuprofen tedavisikesilmelidir.

Böbrekler üzerindeki etkiler:

Dehidrate olmuş hastalarda İNTRAFEN ile tedaviye başlarken dikkatli olunmalıdır.

NSAİİ’ların uzun süre kullanımı papiller nekroz ve diğer böbrek hasarları ile sonuçlanmaktadır. Böbrek toksisitesi, böbrek perfüzyonunun sağlanmasındaprostaglandinlerin telafi edici etkinliği olan hastalarda görülmüştür. Bu hastalarda NSAİİuygulaması prostaglandin oluşumunda doza bağlı bir azalmaya ve ikincil olarak böbrekyetmezliğini hızlandırabilen böbrek kan akımında azalmaya neden olabilir. Böbrekfonksiyonları bozukluğu, kalp yetmezliği ve karaciğer bozukluğu olanlar, diüretik ve ADEinhibitörleri alanlar ve yaşlılarda, bu reaksiyonun gelişme riski daha fazladır.

NSAİİ tedavisinin kesilmesi ile genellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmektedir.

İleri böbrek yetmezliği:

Kontrollü klinik çalışmalardan ibuprofenin ilerlemiş böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanımına dair herhangi bir bilgi mevcut değildir. Dolayısı ile ileri böbrek yetmezliği olanhastalarda İNTRAFEN kullanılması önerilmez. Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalardaİNTRAFEN ile tedavi gerekmekteyse, hastanın böbrek fonksiyonları yakından izlenmelidir.

Aseptik Menenjit:

Oral ibuprofen tedavisi gören hastalarda ateş ve koma ile seyreden aseptik menenjit gözlenmiştir. Bu durum daha çok sistemik lupus eritematozis ve ilgili bağ dokusuhastalıkları olan hastalarda görülse de, altta yatan kronik hastalığı olmayan hastalarda darapor edilmiştir. İbuprofen kullanan bir hastada menenjit belirti ve semptomları gelişirse, bubelirti ve semptomların ibuprofen tedavisi ile ilişkili olup olmadığı değerlendirilmelidir.

Hematolojik Etkiler:

İbuprofen dahil NSAİİ alan hastalarda anemi gelişebilir. Bu durum; sıvı tutulması, gizli veya aşikar gastrointestinal kan kaybı veya eritropoez üzerinde tam tanımlanmamış bir etkidenkaynaklanabilir. İbuprofen dahil NSAİİ’larla uzun süreli tedavideki hastalarda, anemi ve yakan kaybı belirtisi veya semptomu varsa, hemoglobin veya hematokrit değerleri kontroledilmelidir.

NSAİİ’lar trombosit agregasyonunu inhibe ederler ve bazı hastalarda kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Asetil salisilik asitten farklı olarak, trombosit fonksiyonu üzerineetkileri kantitatif olarak daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Koagülasyonbozukluğu olan veya antikoagülan kullanan hastalar gibi, trombosit fonksiyonundakideğişikliklerden olumsuz etkilenebilecek hastalar dikkatli ce izlenmelidir.

İnflamasyonun ve Ateşin maskelenmesi:

Ateşin ve inflamasyonun düşürülmesinde ibuprofenin farmakolojik aktivitesi, bu belirtilerin nonenfeksiyöz ve ağrılı durumların komplikasyonlarının saptanmasındaki tamlayıcıözelliklerini azaltabilir.

Anafilaktoid reaksiyonlar:

Diğer NSAİİ’lar gibi, daha önce ibuprofen kullanımı bilinmeyen hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar oluşabilir. Asetil salisilik asit triadı olan hastalarda İNTRAFEN kontrendikedir.Bu belirti kompleksi tipik olarak, daha önce nazal polipli veya polipsiz rinit geçirmiş astımhastalarında veya asetil salisilik asit veya diğer NSAİİ’ların alımı sonrası ciddi potansiyelolarak ölümcül bronkospazm gösteren hastalarda oluşabilir. (Bkz. 4.3 Kontrendikasyonla r)

Monitörizasyon:

Ciddi gastrointestinal ülserasyonları ve kanamalar belirti ve bulgu olmaksızın da gelişebildiği için doktorlar gastrointestinal kanama belirti ve semptomlarını izlemelidir.Uzun süreli NSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve b iyokimya testleri periyodikolarak kontrol edilmelidir. Klinik belirti ve semptomlar karaciğer ve böbrek hastalığıgelişimi ile uyumlu ise, sistemik belirtiler meydana geldiyse (eozinofili, döküntü gibi) veyaanormal karaciğer değerleri devam ediyor veya daha da kötüleşiyorsa İNTRAFEN kullanımısonlandırılmalıdır.

Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

İNTRAFEN; sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etkilere neden olabilir. Eğer bu istenmeyen etkiler görülürse, hastalar araç ve makine kullanmamalarıkonusunda uyarılmalıdırlar.