DROSETIL 3 mg/0.03 mg 21 film kaplı tablet Uyarılar

Exeltis Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

Drosetil uyarılar, Drosetil zararları, Drosetil önlemler, Drosetil riskler, Drosetil yan etkisi, Drosetil alerji, Drosetil alkol, Drosetil hamileler, Drosetil emzirme, Drosetil araç kullanımı, Drosetil fazla alınırsa bilgilerini içerir.

Uyarılar

Özel kullanım uyarıları

Aşağıda belirtilen durumlardan herhangi birinin bulunması durumunda bireysel olarak kombine oral kontraseptiflerin kullanımına ait yararlar olası risklere karşı tartılmalı vetedaviye başlamadan önce kadınla birlikte tartışılmalıdır. Risk faktörlerinin veya budurumlardan herhangi birinin ilk kez ortaya çıkması ya da olayların şiddetlenmesi, artmasıhalinde hemen doktora başvurulmalıdır. Tedavinin sürdürülüp sürdürülmemesi hakkındakikararı doktor vermelidir.

Dolaşım bozuklukları

Epidemiyolojik çalışmalar, kombine oral kontraseptif kullanımı ile miyokard infarktüsü, derin ven trombozu, akciğer embolisi ve serebrovasküler olaylar gibi arteriyel ve venöztrombotik/tromboembolik hastalıkların risk artışı arasında bir ilişki bulunduğunubelirtmektedirler. Bu olaylar ender olarak ortaya çıkmaktadır.

Venöz tromboembolızm (VTE) riski kullanımın ilk yılında en yüksektir. Bu yüksek risk bir KOK’a başlarken ya da aynı veya farklı bir KOK’a tekrar başlarken (4 hafta ya da daha uzunbir süre hap kullanmadıktan sonra) mevcuttur. 3 kollu prospektif, geniş bir kohortçalışmasından elde edilen veriler söz konusu riskteki artışın özellikle ilk 3 ay boyuncamevcut olduğunu göstermektedir.

Düşük östrojen dozlu (<50 pg etinilestradiol) KOK (Kombine Oral kontraseptif) kullananlarda venöz tromboembolizm (VTE) açısından toplam risk KOK kullanmayıp gebeolmayan kadınlardaki riskten iki ila üç kat daha yüksektir ve gebelik ile doğumlailişkilendirilen riskten daha düşük kalmaktadır.

VTE hayatı tehdit edebilir ya da ölümcül seyredebilir (olguların %1-2’sinde).

Epidemiyolojik çalışmalar, drospirenon içeren kombine oral kontraseptifler (KOK) için VTE riskinin, levonorgesterol içeren KOK’lardan (ikinci jenerasyon olarak bilinen preparatlar)daha fazla olduğunu ve bu riskin desogestrel/gestoden içeren KOK’lar (üçüncü jenerasyonolarak bilinen preparatlar) ile benzer olabileceğini göstermiştir.

Derin ven trombozu ve/veya pulmoner embolizm şeklinde ortaya çıkan venöz tromboembolizm tüm KOK’ların kullanımı sırasında ortaya çıkabilir.

KOK kullanıcılarında trombozun son derece nadir olarak, hepatik, mezenterık, renal, serebral veya retinal ven ve arterler gibi diğer damarlarda da görülebildiği bildirilmiştir. Buolayların ortaya çıkışının KOK kullanımıyla ilişkili olup olmadığı konusunda bir görüşbirliği mevcut değildir.

Derin ven trombozu (DVT) semptomları arasında bacakta tek taraflı ya da bacaktaki bir ven boyunca şişme; bacakta yalnızca ayakta dururken ya da yürürken hissedilebılen ağrı ya dahassasiyet, etkilenen bacakta sıcaklık artışı; bacakta ciltte kırmızılık ya da renk değişikliğisayılabilir.

Pulmoner embolızm (PE) semptomları aşağıdakileri kapsayabilir: aniden ortaya çıkan, açıklanamayan nefes darlığı ya da hızlı soluma; kanın söz konusu olabileceği ani öksürük;derin solumayla artabilen keskin göğüs ağrısı; anksıyete hissi; şiddetli dengesizlik ya da başdönmesi; hızlı veya düzensiz kalp atışı. Bu semptomlardan bazıları (ör, “nefes darlığı”,“öksürük”) özgül değildir ve daha yaygın ya da daha az şiddetli olaylar (ör, solunum yoluenfeksiyonları) şeklinde yanlış yorumlanabilir.

Arteriyel tromboembolik bir olay serebrovasküler olay, vasküler oklüzyon ya da miyokard infarktüsünü (MI) içerebilir. Serebrovasküler bir olaya ilişkin semptomlar şunlardır: yüzde,bacak veya kolda, özellikle vücudun bir tarafında ani hissizlik ya da güçsüzlük; anikonfüzyon, konuşma ya da kavramada güçlük; bir ya da her iki gözde ani görme güçlüğü;ani yürüme güçlüğü, baş dönmesi, denge ya da koordinasyon kaybı; bilinen nedeni olmayanani, şiddetli veya uzun süren baş ağrısı; bilinç kaybı ya da nöbetin eşlik ettiği ya da tekbaşına bayılma. Vasküler oklüzyona ilişkin diğer belirtiler; bir ekstremitedeki anı ağrı, şişmeya da mavi tonda hafif renk değişikliği; akut batın olabilir.

MI semptomları şunları kapsayabilir: göğüs, kol ya da göğüs kemiği altında ağrı, rahatsızlık, basınç, ağırlık, sıkışma ya da dolgunluk hissi; sırt, çene, boğaz, kol ve mideye yayılanrahatsızlık; dolgunluk, hazımsızlık ya da boğulma hissi; terleme, bulantı, kusma ya da başdönmesi; aşın güçsüzlük, anksıyete ya da nefes darlığı; hızlı veya düzensiz kalp atışı.

Arteriyel tromboembolizm hayatı tehdit edebilir ya da ölümcül olabilir.

Venöz veya arteriyel trombotik/ tromboembolik durumlar ya da serebrovasküler olay riski aşağıdaki faktörlerle artar:

• Yaş

• Obezıte (vücut kütle indeksi 30 kg/m2’den fazla olanlar)

• Pozitif aile öyküsü (örn. ebeveynlerde ya da kardeşlerde özellikle göreceli olarakerken yaşlarda ortaya çıkan venöz/arteriyel tromboemboli). Eğer kalıtsal biryatkınlıktan şüphe ediliyorsa, herhangi bir kombine oral kontraseptif kullanımınakarar vermeden önce ilgili uzmana danışılmalıdır

• Uzun süreli immobilizasyon, majör cerrahi girişimler, bacağa uygulanan herhangi bircerrahi müdahale ya da büyük travmalar. Bu durumlarda, kombine oral kontraseptifkullanımının kesilmesi (elektif cerrahi girişim yapılacağı durumlarda en az 4 haftaönceden) ve tam olarak yeniden mobilize olduktan iki hafta sonraya kadar yenidensöz konusu edilmemesi önerilmektedir

• Sigara (içilen sigara sayısı arttıkça ve ilerleyen yaşla, özellikle 35 yaşın üzerindekikadınlarda risk daha fazla artar)

• Dislipoproteinemi

• Hipertansiyon

• Migren

• Kalp kapak hastalığı

• Atriyal fıbrilasyon

Venöz tromboemboli gelişiminde variköz venler ile yüzeyel tromboflebitlerin olası rolüyle ilgili olarak görüş birliği bulunmamaktadır.

Lohusalık döneminde tromboemboli gelişimi riskinin arttığı göz önüne alınmalıdır (bkz. 4.6 Gebelik ve laktasyon).

İstenmeyen dolaşım sorunlarıyla birlikte görülebilen diğer tıbbi durumlar ise, diabetes mellitus, sistemik lupus eritematozus, hemolitik üremik sendrom, kronik inflamatuvarbağırsak hastalığı (Crohn hastalığı/ülseratif kolit) ve orak hücreli anemidir.

Kombine oral kontraseptiflerin kullanılması sırasında, migrenin sıklığında ve şiddetinde artış ortaya çıkması (bir serebrovasküler olayın habercisi olabilmesi açısından) ilacın derhalkesilmesi için bir neden olabilir.

Venöz ya da arteriyel tromboz için kalıtsal ya da edinsel yatkınlığı belirleyebılen biyokimyasal faktörler aktive protein C (APC) direnci, hiperhomosisteinemi, antitrombin IIIeksikliği, protein C ve S yetersizliği ve antıfosfolipid antikorları (antıkardiyolipin antikorlar,lupus antikoagulan) kapsamaktadır.

Risk-yarar karşılaştırması yapılırken, hekim uygun bir tedavi ile söz konusu tromboz riskinin azaltılabileceğini ve gebeliğe eşlik eden tromboz riskinin düşük dozlu (<0.05 mgetinilestradiol) kombine oral kontraseptif kullanımında görülenden daha yüksek olduğunugöz önünde bulundurmalıdır.

Tümörler

Servikal kanser için en önemli risk faktörü süregelen human papilloma virüs (HPV) enfeksiyonudur. Bazı epidemıyolojik çalışmalarda uzun süre kombine oral kontraseptifkullanımının servikal kanser riskinde artışa neden olabileceği bildirilmiştir ancak bubulguların kombine oral kontraseptif kullanımının hangi etkilerine bağlı olabileceği (servikalinceleme, hormonal olmayan kontraseptif kullanımı dahil olmak üzere seksüel davranış)halen tartışılmaktadır.

54 epıdemiyolojik çalışmayı kapsayan bir meta-analiz sonuçlarına göre halen oral kontraseptif kullanan kadınlarda meme kanserine rastlanma oranında hafif bir artış olduğubildirilmiştir. Bu risk artışı oral kontraseptif kullanımının kesilmesiyle birlikte 10 yıl içindegöreceli olarak ortadan kalkar. Meme kanseri görülme sıklığı 40 yaşın altındaki kadınlardadüşük olduğundan, kombine oral kontraseptif kullanan ya da daha önce kullanmış olanlardaartmış meme kanseri tanısı, tüm meme kanseri riskine göre düşüktür. Bu çalışmalar,nedensellikle ilgili veri sağlamamaktadır. Bu artmış risk paternı, kombine oral kontraseptifkullanıcılarında meme kanserine erken tanı konması ya da kombine oral kontraseptiflerinbiyolojik etkileri sonucu ortaya çıkabileceği gibi, ikisinin birleşimi ile de oluşabilir.Kullanıcılarda saptanan meme kanserleri klinik olarak, hiç kullanmamışlarda görülendendaha az ilerlemiş olma eğilimindedir.

Kombine oral kontraseptif kullanıcılarında nadir olarak iyi huylu, çok nadiren de habis karaciğer tümörleri gözlemlenmiştir. Sınırlı olguda bu tümörler yaşamı tehdit eden batın içikanamalara yol açar. Kombine oral kontraseptif kullanan kadınlarda, şiddetli üst batın ağrısı,karaciğerde büyüme ya da batın içi kanama bulguları ortaya çıkması durumunda ayırıcıtanıda bir karaciğer tümörü göz önüne alınmalıdır.

Maligniteler hayatı tehdit edebilir ya da ölümcül seyredebilir.

Diğerleri

Teorik olarak hiperkalemi riski, tedavi öncesi serum potasyumu üst sınırda bulunan ve ek olarak potasyum tutucu ilaçlar kullanan renal yetmezliği olan hastalar için söz konusuolabilir.

Hipertrigliseridemisi olan ya da bu şekilde bir aile öyküsüne sahip bulunan kadınlarda, kombine oral kontraseptif kullanımıyla pankreatit gelişimi riskinde artış ortaya çıkabilir.

Kombine oral kontraseptif alan kadınların çoğunda kan basıncında hafif artış görüldüğü bildirilmesine rağmen, klinik olarak anlamlı artış enderdir. Bununla beraber, kombine oralkontraseptif kullanımı sırasında ortaya çıkan klinik olarak belirgin bir hipertansiyongelişiminde, hekimin kombine oral kontraseptif kullanımını kesmesi ve hipertansiyontedavisine başlaması gerekir. Antihipertansif tedavi sırasında normal tansiyon değerlerininelde edilmesi durumunda, kombine oral kontraseptif kullanımı tekrar gözden geçirilebilir.

Otoskleroza bağlı işitme kaybı, herpes gestationis, Sydenham koresı, hemolitik üremik sendrom, sistemik lupus eritematozus, porfiri, safra taşı oluşumu, kolestaza bağlı sarılıkve/veya kaşıntı gibi durumların gebelik ve kombine oral kontraseptif kullanımı sırasındaortaya çıktığı ya da kötüleştiği bildirilmişse de, bunların kombine oral kontraseptiflerle olanilişkisi kesinlik kazanmamıştır.

Ailesel anjiyoödemi olan kadınlarda, ekzojen östrojen anjıyoödem semptomlarını uyarabilir ya da şiddetlendirebilir.

Karaciğer fonksiyonlarında görülen akut ve kronik değişiklikler, kombine oral kontraseptif kullanımının fonksiyon testi değerleri normale dönene dek kesilmesini gerektirebilmektedir.Gebelik sırasında ilk kez ortaya çıkan ya da daha önce seks steroidlerinin kullanıldığı sıradagörülmüş olan kolestatik sarılığın nüks etmesi kombine oral kontraseptif kullanımınınkesilmesi gerekliliğini göstermektedir.

Kombine oral kontraseptıfler periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkili olabiliyorsa da, düşük dozlu (<0.05 mg etinilestradiol) kombine oral kontraseptif kullananbir diyabetik hastada tedavi rejiminde değişiklikler yapma gerekliliğini gösteren bir kanıtyoktur. Ancak, kombine oral kontraseptif kullanan diyabetik kadınlar dikkatlegözlenmelidir.

Crohn hastalığı ve ülseratif kolit kombine oral kontraseptif kullanımı ile ilişkilendirilmiştir.

Özellikle gebelik maskesi öyküsü olan kadınlarda daha belirgin olmak üzere kloazma ortaya çıkabilir. Kloazma eğilimi olan kadınlar kombine oral kontraseptif kullanımı esnasındagüneşe çıkmaktan ya da ultraviyole ışınlarına maruz kalmaktan kaçınmalıdır.

Tıbbi muayene / konsültasyon

Oral kontraseptiflerin HIV enfeksiyonu (AIDS) ve diğer cinsel yolla geçen hastalıklara karşı koruyucu olmadığı bilgisi kullanıcılara verilmelidir.

Azalmış etkinlik

Kombine oral kontraseptiflerin etkinliği tablet alımı unutulduğunda (bkz. 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli / Tablet alımı unutulduğunda), mide-bağırsak bozuklukları olması halinde(bkz. 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli / Mide-bağırsak bozuklukları durumunda), ya da eşzamanlı ilaç tedavilerinde (bkz. 4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşimşekillen) azalabilir.

Azalmış siklus kontrolü

Tüm kombine oral kontraseptiflerde, özellikle kullanımın ilk aylarında düzensiz kanamalar (lekelenme veya kırılma kanaması) gelişebilir. Bu nedenle herhangi bir düzensiz kanamanındeğerlendirilmesi yaklaşık 3 siklusluk bir adaptasyon süresinden sonra anlamlıdır.

Eğer kanama düzensizliği devam eder veya kanamalar düzenliyken ortaya çıkarsa non-hormonal etkenler göz önüne alınmalı ve malıgnite veya gebeliğin ekarte edilmesi için kürtajın da dahil olabileceği uygun tanısal girişimlerde bulunulmalıdır.

Bazı kadınlarda tablet alınmayan dönemde çekilme kanaması oluşmayabilir. Eğer kombine oral kontraseptif, “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli” bölümünde belirtilen şekildekullanıldıysa kadının gebe olması beklenmemektedir. Ancak kombine oral kontraseptif, ilkgerçekleşmeyen çekilme kanamasından önce kullanım kurallarına uygun kullanılmadıysa yada çekilme kanaması iki kez gerçekleşmediyse kombine oral kontraseptif kullanımına devametmeden önce gebelik ekarte edilmelidir.

Laktoz:

DROSETİL tablet başına 62.0 mg laktoz monohıdrat içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz galaktoz malabsorpsiyon problemi olanhastaların bu ilacı kullanmaması gerekir.

Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makine kullanma becerileri üzerinde etkisi ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. KOK kullanımının araç ve makine kullanma becerilen üzerinde herhangi biretkisi gözlenmemiştir.