CHAMPIX 0.5 mg 11 + 1 mg 42 film kaplı tablet Farmakolojik Özellikleri

Pfizer Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

Farmakoterapötik grup: Nikotin bağımlılığında kullanılan etkin maddeler

ATC kodu: N07BA03

Farmakodinamik özellikler

Vareniklin, α4β2 nöronal nikotinik asetilkolin reseptörlerine (nAChR) yüksek afinite ve seçicilikle bağlanıp parsiyel agonist etki - nikotine göre düşük intrinsik etkinlik ile agonist ve nikotinin bulunduğu ortamda antagonist etki - gösterir.

In vitro elektrofizyoloji çalışmalarında ve in vivo nörokimyasal çalışmalarda, vareniklinin α4β2 nöronal nikotinik asetilkolin reseptörlerine bağlandığı ve reseptör-aracılı aktiviteyi uyardığı bulunmuştur; ancak uyarı nikotine göre önemli ölçüde daha düşük bir düzeyde gerçekleşmektedir. Nikotin, vareniklinin daha yüksek afinite gösterdiği aynı insan α4β2 nAChR bağlanma noktası için yarışır. Vareniklin, nikotinin α4β2 reseptörünü ve santral sinir sistemindeki mezolimbik dopamin sistemini uyarıcı etkisini bloke eder; bu sistem, sigara içmeye bağlı pekiştirme ve ödül deneyiminin altında yatan nöronal mekanizmayı oluşturur. Vareniklin, diğer yaygın nikotinik reseptörlerle (α3β4 Ki=84nM, α7 Ki=620nM, α1βyb Ki=3400nM) ya da nikotinik olmayan reseptörler ve transporterlerle (Ki>1µM, 5-HT3 reseptörü Ki=350nM) karşılaştırıldığında, α4β2 reseptör alt tipine daha güçlü seçicilik gösterir ve bağlanır (Ki=0,15nM).

CHAMPIX’in sigaranın bırakılmasındaki etkililiği, α4β2 nikonitik reseptördeki parsiyel agonist etkisinden kaynaklanır. Bu reseptör üzerindeki etkisi sigara açlığı ve yoksunluk semptomlarını iyileştirmek (agonist aktivite) için yeterlidir ve aynı zamanda nikotinin α4β2 reseptörlerine bağlanmasına engel olarak (antagonist aktivite) sigaranın pekiştirici ve ödüllendirici etkilerini bloke eder.

Klinik Etkililik

Sigara içenlerin (≥ 10 sigara/gün) katıldığı 3 klinik çalışmada, CHAMPIX’in sigaranın bırakılmasındaki etkililiği gösterilmiştir. 2619 sigara tiryakisine 1 haftalık titrasyonun ardından günde 2 kez 1 mg vareniklin ve 669 hastaya, aynı şekilde titrasyon sonrasında günde 2 kez 150 mg bupropion ve 684 hastaya plasebo uygulanmıştır.

Karşılaştırmalı Klinik Çalışmalar

Benzer tasarıma sahip olan iki çift kör çalışmada CHAMPIX (günde iki kez 1 mg), uzun salımlı bupropion (günde iki kez 150 mg) ve plasebonun sigaranın bırakılmasındaki etkililikleri prospektif olarak karşılaştırılmıştır. Hastalar 12 hafta tedavi ve 40 hafta tedavi sonrası süre boyunca toplam 52 haftalık çalışma süresince izlenmişlerdir.

İki çalışmanın birincil sonlandırma noktası, 9-12. haftalar arasında 4 haftalık sürekli bırakma oranıdır (4H-SBO), ikincil sonlandırma noktaları 52. haftadaki Sürekli Abstinans Oranı’dır (AO). Çalışmada birincil ve ikincil sonlandırma noktası açısından CHAMPIX tedavisi bupropion ve plasebo karşısında istatistiksel üstünlük göstermiştir.

Birinci ve ikinci çalışmadaki 4H-SBO (9-12. haftalar) ve AO oranı (9-52. haftalar) aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:

Champix Çalışma 1 (n=1022) - 4H SBO:%44.4, Çalışma 1 (n=1022) - AO hf 9-52: %22.1, Champix Çalışma 2 (n=1023) - 4H SBO: %44.0, Champix Çalışma 2 (n=1023) - AO hf 9-52: %23.0.

Bupropion Çalışma 1 (n=1022) - 4H SBO:%29.5, Çalışma 1 (n=1022) - AO hf 9-52: %16.4, Champix Çalışma 2 (n=1023) - 4H SBO: %30.0, Champix Çalışma 2 (n=1023) - AO hf 9-52: %15.0

Plasebo Çalışma 1 (n=1022) - 4H SBO:%17.7, Çalışma 1 (n=1022) - AO hf 9-52: %8.4, Champix Çalışma 2 (n=1023) - 4H SBO: %17.7, Champix Çalışma 2 (n=1023) - AO hf 9-52: %10.3

Olasılık Oranı CHAMPIX vs plasebo Çalışma 1 (n=1022) - 4H SBO: 3.91 p<0.0001, Çalışma 1 (n=1022) - AO hf 9-52: 3.13 p<0.0001, Champix Çalışma 2 (n=1023) - 4H SBO: 3.85 p<0.0001, Champix Çalışma 2 (n=1023) - AO hf 9-52: 2.66 p<0.0001

Olasılık Oranı CHAMPIX vs bupropion Çalışma 1 (n=1022) - 4H SBO: 1.96 p<0.0001, Çalışma 1 (n=1022) - AO hf 9-52: 1.45 p=0.0640, Champix Çalışma 2 (n=1023) - 4H SBO: 1.89 p<0.0001, Champix Çalışma 2 (n=1023) - AO hf 9-52: 1.72 p=0.0062

Abstinansın devamlılığı çalışması

12 haftalık ek CHAMPIX tedavisinin, abstinansın devamı üzerindeki yararlı etkileri araştırılmıştır. Bu çalışmaya katılan hastalara (n=1927) 12 hafta süreyle açık-etiketli olarak günde iki kez 1 mg CHAMPIX verilmiştir. Onikinci haftada sigarayı bırakan hastalar 12 haftalık ek bir süre boyunca CHAMPIX (günde iki kez 1 mg) ya da plasebo kullanacak şekilde randomize edilmiş ve toplam çalışma süresi 52 haftaya tamamlanmıştır.

Çalışmanın birincil sonlanım noktası, çift kör tedavi fazı sırasında 13-24. haftalardaki CO ile doğrulanmış sürekli abstinans oranıdır. İkincil temel sonlanım noktası ise 13-52. haftalardaki sürekli abstinans oranı (AO)’dır.

Başlıca sonuçlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

AO 13-24 hf-> CHAMPIX n=602: %70.6*, Plasebo n=604: %49.8, Değişiklik %95 güven aralığı: 20.8% (15.4%, 26.2%), Olasılık Oranı %95 güven aralığı: 2.47 (1.95, 3.15),

AO 13-52 hf-> CHAMPIX n=602: %44.0**, Plasebo n=604: %37.1, Değişiklik %95 güven aralığı: 6.9% (1.4%, 12.5%), Olasılık Oranı %95 güven aralığı: 1.35 (1.07, 1.70) ,

Bırakma gününü belirleme esnekliği çalışması

Esnek, hasta seçimli bırakma günü çift kör, plasebo kontrollü çalışmada 651 hasta için değerlendirilmiştir. Bu çalışmada, 486 hasta vareniklin, 165 hasta plasebo almıştır.

Hastalar, ilk dozun alındığı tarih ile 5. haftanın sonundaki klinik ziyareti tarihi arasında bir bırakma tarihi belirlemeleri konusunda yönlendirilmişlerdir. Vareniklin ile tedavi edilen hastaların 9-12. haftalardaki CO ile doğrulanmış abstinans oranı (% 53.94), plasebo ile tedavi edilenlere göre (% 19.4) (Olasılık oranı 6.03, %95 güven aralığı 3.80, 9.56; p<0.0001) ve 9-24. haftalardaki CO ile doğrulanmış abstinans oranı (% 35.2) plasebo ile tedavi edilenlere göre (%12.73) daha yüksektir (Olasılık oranı 4.45, %95 güven aralığı 2.62, 7.55; p<0.0001) Bu çalışmadaki advers etkiler kalitatif ve kantitatif olarak pazarlama öncesi çalışmalarda gözlemlenenlerle benzerdir.

Başlıca sonuçlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

AO 9-12 hf -> CHAMPIX n=486 :% 53.9, Plasebo n=165: % 19.4, Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri: 6.03 (3.80, 9.56) p<0.0001

AO 9-24 hf -> CHAMPIX n=486 :% 35.2, Plasebo n=165 : % 12.7, Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri: 4.45 (2.62, 7.55) p<0.0001

Kardiyovasküler rahatsızlığı olan hastalarda çalışmalar

Vareniklin, 2 aydan uzun süre önce teşhisi konulmuş kardiyovasküler rahatsızlığı (hipertansiyon dışında) bulunan 703 hasta ile yapılan randomize, çift-kör, plasebo kontrollü çalışmada değerlendirilmiştir. 35 ile 75 yaş arasındaki hastalar, 12 haftalık tedavi almak üzere 1 mg vareniklin veya plasebo grubuna randomize edilmiş ve tedavi sonrasında 40 hafta boyunca izlenmiştir. Bu çalışmadaki advers etkiler kalitatif ve kantitatif olarak pazarlama öncesi çalışmalarda gözlemlenenlerle benzerdir.

Başlıca sonuçlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

AO 9-12 hf -> CHAMPIX n=353: %47.3, Plasebo n=350: %14.3, Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri: 6.05 (4.13, 8.86) p<0.0001

AO 9-52 hf -> CHAMPIX n=353: %19.8, Plasebo n=350: %7.4, Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri: 3.19 (1.97, 5.18) p<0.0001

Stabil kardiyovasküler hastalıklı hastalarla yapılan bir araştırmada, pazarlama öncesi çalışmalara oranla daha fazla türde ve daha fazla sayıda kardiyovasküler olay bildirilmiştir. Bu çalışmadaki iki tedavi grubundan birinde ≥ %1 sıklıkla bildirilen tedavi kaynaklı (tedavi sırasında veya tedavi sonrası 30 gün içinde) kardiyovasküler olaylar arasında anjina pektoris (vareniklin ve plasebo için sırasıyla %3.7 ve %2.0), göğüs ağrısı (%2.5’e karşı %2.3), periferal ödem (%2.0’a karşı %1.1), hipertansiyon (%1.4’e karşı %2.6) ve çarpıntı (%0.6’ya karşı %1.1) yer almıştır. 52 haftalık çalışma boyunca meydana gelen (tedaviden kaynaklanan ve tedaviden kaynaklanmayan) ölümler ve ciddi kardiyovasküler olaylar körlenmiş, bağımsız bir kurul tarafından değerlendirilmişir.

Tedaviden kaynaklandığı belirlenen aşağıdaki olaylar her iki uygulama grubunda >% 1 sıklıkla meydana gelmiştir: ölümcül olmayan MI (vareniklin ve plasebo için sırasıyla %1.1 ve %0.3) ve anjina pektoris nedeniyle hastaneye yatma (%0.6 ve %1.1). Tedavi içermeyen 52haftaya kadar süren takip süresi boyunca, belirlenen olaylar arasında koroner revaskülarizasyon gereksinimi (%2.0’a karşı %0.6), anjina pektoris için hastaneye yatma (%1.7’ye karşı %1.1) ve yeni periferal vasküler hastalık (PVD) teşhisi veya PVD prosedürü dolayısıyla hastaneye yatma (%1.1’e karşı %0.6) yer almıştır. Koroner revaskülarizasyon gereken bazı hastalar ölümcül olmayan MI ve anjina için hastaneye yatma tedavisinin bir parçası olarak prosedüre tabi tutulmuştur. 52 haftalık çalışma süresi boyunca, vareniklin kolundaki hastaların %0.3’ünde ve plasebo kolundaki hastaların %0.6’sında kardiyovasküler ölüm meydana gelmiştir.

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarda çalışmalar

Vareniklin, normal değere göre post-bronkodilatör FEV1/FVC< %70 ve FEV1≥%50 olan hafif-orta kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan 499 hasta ile yapılan randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmada değerlendirilmiştir. 35 yaşından büyük hastalar 12 haftalık tedavi boyunca 1 mg vareniklin veya plasebo kullanmak üzere randomize edilmiş ve tedavi sonrasında 40 hafta boyunca izlenmiştir. Bu çalışmadaki advers etkiler kalitatif ve kantitatif olarak pazarlama öncesi çalışmalarda gözlemlenenlerle benzerdir.

Başlıca sonuçlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

AO 9-12 hf -> CHAMPIX n=248: %42.3, Plasebo n=251: %8.8, Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri: 8.40 (4.99, 14.14) p<0.0001,

AO 9-52 hf -> CHAMPIX n=248: %18.6, Plasebo n=251: %5.6, Olasılık oranı %95 güven aralığı, p değeri: 4.04 (2.13, 7.67) p<0.0001,

Stabil şizofrenisi veya şizoafektif bozukluğu olan hastalarda yapılan çalışmalar

Antipsikotik ilaç tedavisi alan, sigara kullanan, stabil şizofrenili veya şizoafekif bozukluğu olan 128 hastada vareniklinin güvenliliği ve tolerabilitesi 12 hafta 2:1 oranında vareniklin (günde 2 kez 1 mg) ya da plasebo almak üzere randomize edilerek ve devamında 12 hafta ilaçsız takip süresine sahip çalışmada değerlendirilmiştir.

Vareniklin alan hastalarda görülen en yaygın advers olaylar; bulantı (plaseboda %14.0’a karşı %23.8), baş ağrısı (plaseboda %18.6’ya karşı %10.7) ve kusma (plaseboda %9.3’e karşı %10.7) olmuştur. Bildirilen nöropsikiyatrik advers olaylar arasında; her iki grupta da gönüllülerin ≥ %5’inden fazlasında görülen tek advers olay, vareniklin grubunda plasebodan daha yüksek oranda olan uykusuzluktur (%4.7’ye karşı %9.5).

Genel olarak, psikiyatrik ölçeklere göre her iki uygulama grubunda da şizofrenide kötüleşme görülmemiş ve ekstra-piramidal belirtilerde genel değişiklik olmamıştır.

Bu veriler vareniklin tedavisinin stabil şizofrenisi veya şizoafektif bozukluğu olan hastalarda intihar eğilimine yol açtığına veya bu eğilimi arttırdığına işaret etmemektedir.

Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler

Emilim:

Maksimum plazma konsantrasyonlarına oral uygulamadan 3-4 saat sonra ulaşılır. Sağlıklı gönüllülere çoklu oral dozların uygulanması sonrasında kararlı duruma 4 gün içerisinde ulaşılmıştır. Oral uygulama sonrası emilim tama yakındır ve sistemik yararlanım oranı yüksektir. Yiyecekler ile vareniklin tartaratın alımı ya da vareniklinin gün içerisinde alınma saati oral biyoyararlanımı etkilemez.

Dağılım:

Vareniklin beyin dahil tüm dokular içerisinde dağılır. Dağılım hacmi kararlı durumda ortalama 415 litredir (%CV=50) Vareniklin plazma proteinlerine düşük oranda bağlanır (≤ %20); bağlanma oranı yaş ve böbrek fonksiyonlarından bağımsızdır. Kemirgenlerde vareniklin plasenta yoluyla transfer olur ve süte geçer.

Biyotransformasyon:

Vareniklinin minimal ölçüde metabolize olur ve %92’si idrarda değişmeden, %10’u da metabolitleri olarak atılır. İdrardaki minor metabolitler N-karbamoglukuronit ve hidroksivareniklindir. Dolaşımda vareniklin ilaçla ilgili materyalin %91’ini kapsar. Minor metabolitler ise N-karbamoglukuronit, N-glukozilvareniklindir.

In vitro çalışmalarda vareniklinin sitokrom P450 enzimini engellemediği gösterilmiştir (IC50>6400 ng/ml). Analiz edilen P450 enzimleri: 1A2, 2A6, 2B6, 2C8, 2C9, 2C19, 2D6, 2E1 ve 3A4/5dir. Ayrıca in vitro insan hepatositlerinde yapılan çalışmalarda vareniklinin sitokrom P450 enzimleri 1A2 ve 3A4’ü engellemediği gösterilmiştir. Böylelikle vareniklin, P450 enzimi ile metabolize olan bileşiklerin farmakokinetiğini etkilememektedir.

Eliminasyon:

Vareniklinin eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 24 saattir. Vareniklinin renal eliminasyonu primer olarak organik katyonik taşıyıcı OCT2’nin aracılık ettiği aktif tübüler sekresyon ve glomerüler filtrasyon yoluyla gerçekleşir. (bkz. Bölüm 4.5)

Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:

Vareniklin tek (0,1 – 3 mg) ya da tekrarlanan dozlarla (1 – 3 mg/gün) uygulandığında lineer kinetik özellik sergiler.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Spesifik farmakokinetik çalışmalarında ve popülasyon farmakokinetiği analizlerinde de gösterildiği gibi yaş, ırk, cinsiyet, sigara içme durumu ya da eşzamanlı ilaç kullanımı vareniklinin farmakokinetik özelliklerinde klinik olarak anlamlı değişikliğe yol açmamaktadır.

Yaşlılarda:

Böbrek fonksiyonları normal olan yaşlı (65 – 75 yaş) hastalarda vareniklin farmakokinetiğigenç yetişkinlerde olduğu gibidir. Böbrek yetmezliği olan yaşlı hastalarda doz ayarlaması için lütfen bölüm 4.2’ye bakınız.

Pediyatrik Hastalar:

Pediyatrik hastalarda vareniklinin güvenlilik ve etkililiği bilinmediğinden, 18 yaş altındaki hastalarda vareniklin kullanımı önerilmemektedir.

Vareniklinin tek ve çok dozlu farmakokinetiği yaşları 12 ile 17 arasında (17 dahil) değişen pediyatrik hastalarda incelenmiş ve çalışılan 0.5 mg-2 mg doz aralığında yaklaşık olarak dozla orantılı bulunmuştur. Vücut ağırlığı >55 kg olan adolesan hastalarda EAA (0-24) (Eğri Altı Alanı) ile değerlendirilen kararlı durum sistemik maruziyet düzeyinin, aynı dozlar için erişkin popülasyonlarındakine benzer olduğu görülmüştür. Vücut ağırlığı ≤55 kg olan adolesanlarda, 0.5 mg doz verildiğinde, varenikline kararlı durum günlük maruziyet, yetişkin popülasyona göre ortalama olarak daha yüksektir (yaklaşık %40).

Yetişkinlerle karşılaştırıldığında adolesanların plazma konsantrasyonunda %30’luk artış ve eliminasyon yarılanma zamanında kısalma (10.9 saat) izlenmiştir.

Karaciğer/Böbrek yetmezliği:

Anlamlı düzeyde hepatik metabolizmanın yokluğundan ötürü, karaciğer bozukluğunun vareniklinin farmakokinetik özelliklerini etkilenmesi beklenmez. (bkz. Bölüm 4.2)

Hafif şiddette böbrek bozukluğu olan hastalarda (tahmin edilen kreatinin klerensi > 50 ml/dak ve ≤ 80 ml/dak) vareniklinin farmakokinetik özellikleri değişmemiştir. Orta dereceli böbrek bozukluğu olan hastaların (tahmin edilen kreatinin klerensi ≥ 30 ml/dak ve ≤ 50 ml/dak) maruz kaldığı vareniklin miktarı, böbrek fonksiyonları normal olan (tahminedilen kreatinin klerensi > 80 ml/dak) bireylere göre 1.5 kez daha yüksek bulunmuştur.

Ağır böbrek yetmezliği bulunan bireylerde (tahmin edilen kreatinin klerensi < 30 ml/dak), maruz kalınan vareniklin miktarı 2.1 kez artmıştır. Son dönem böbrek yetmezliği olan bireylerde, vareniklin hemodiyaliz ile etkili biçimde vücuttan uzaklaştırılmıştır.

Klinik öncesi güvenlilik verileri

2 yıl vareniklin uygulanan erkek sıçanlarda doza bağlı olarak hibernoma insidansında artış gözlenmiştir. Vareniklin uygulanan gebe sıçanların yavrularında fertilitede azalma, fötus ağırlığında azalma, doğanlarda ise işitsel ürkme tepkisinde ise artış gözlenmiştir (bkz.Bölüm 4.6). Bu etkiler yalnızca insanın maksimum düzeyin üzerinde ilaca maruz kalmasıyla izlenebilecek etkiler olup klinik kullanıma uygun değildir. Klinik olmayan veriler nikotine göre vareniklinin daha zayıf olarak daha güçlendirici özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. İnsanlarda yapılan klinik çalışmalarda vareniklin yanlış kullanım potansiyeli düşük seviyededir.

Karsinojenezis, mutajenezis, fertilite bozukluğu

CD1 farelerinde ve Sprague-Dawley sıçanlarında sırasıyla 20 mg/kg/gün’e kadar dozlarla yaşam boyu karsinojenite çalışmaları düzenlenmiştir. Farelerin sistemik maruz kaldığı ilaç miktarı (Cmaks), günde iki kez 1 mg’lık doz ile insanlarda elde edilen Cmaks değerinin 47 katıdır. Sıçanlara 2 yıl boyunca 1, 5, 15 mg/kg/gün vareniklin uygulanmıştır.

Erkek sıçanlarda (doz grubu başına n=65) orta doz düzeyinde ve maksimum doz düzeyinde hibernoma (kahverengi yağ dokusu tümörü) sıklığı artmıştır (orta doz düzeyi: 1 tümör, 5 mg/kg/gün, günde iki kez 1 mg’lık insan Cmaks’ının 23 katı; yüksek doz düzeyi: 2 tümör, 15 mg/kg/gün, günde iki kez 1 mg’lık insan Cmaks’ının 67 katı). İki yıla kadar vareniklin uygulanan farelerde ya da dişi sıçanlarda herhangi bir karsinojenik etki saptanmamıştır. Bu bulgunun insanlardaki klinik önemi bilinmemektedir.

Aşağıdaki ölçümlere göre, metabolik aktivasyon eşliğinde ya da metabolik aktivasyon olmaksızın, vareniklin herhangi bir genotoksik etki göstermemiştir. Bu ölçümler; Ames bakteriyel mutasyon ölçümü; memeli CHO/HGPRT ölçümü ve sıçan kemik iliğinde in vivo ve insan lenfositlerinde in vitro sitogenetik aberasyon testleridir.

15 mg/kg/gün (insan için önerilen dozun 67 ve 36 katı) vareniklin uygulanan erkek ve dişi sıçanlarda fertilite bozukluğuna sebep olmamıştır. Ancak hamile sıçanlarda 15 mg/kg/gün (insan için önerilen dozun 36 katı) uygulaması sonrasında bu sıçanların yavrularında fertilitede düşüş gözlenmiştir. Hamile sıçanların yavrularındaki fertilite düşüşü 3mg/kg/gün (insan için önerilen dozun 9 katı) vareniklin uygulamasında gözlemlenmemiştir.

Teratojenezis

15 ve 30 mg/kg/gün’e kadar oral dozlarda vareniklin, sıçan ve tavşanlarda teratojenik etki yapmamıştır (günde iki kez 1 mg’lık insan dozuna ait EAA değerinin sırasıyla 36 ve 50 katı).

Teratojenik olmayan etkiler

Hayvan reprodüksiyon çalışmalarında vareniklinin fetus üzerinde bir yan etkiye yol açtığı görülmüştür. Vareniklin ile tedavi edilen gebe tavşanların yavrularında, 30 mg/kg/gün doz düzeyinde (günde iki kez 1 mg’lık doza ait EAA değerinin 50 katı) fertilitenin azaldığı gözlenmiştir; fertilitenin düşmesiyle ilgili bu bulgu 10mg/kg/gün (günde iki kez 1 mg’lık doza ait EAA değerinin 23 katı) oral dozu uygulandığında izlenmemiştir. Buna ek olarak, 15 mg/kg/gün (günde iki kez 1 mg’lık insan dozuna ait EAA değerinin 36 katı) vareniklin uygulanan gebe sıçanların yavrularında fertilitede düşüş ve işitmeye bağlı ürkme tepkisinde artış gözlenmiştir.

Klinik olmayan veriler pekiştirici özelliklere sahip vareniklinin nikotine göre daha düşük potansiyelde olduğunu göstermektedir. İnsanlarda yapılan klinik çalışmalarda vareniklinin suistimal edilme potansiyeli düşük seviyededir.