AKTIBOL 1000 mcg 50 kapsül Farmakolojik Özellikleri

Mustafa Nevzat Firması

Güncelleme : 3 Temmuz 2018

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Antianemik preparatlar, Vitamin B12 (Siyanokobalamin ve türevleri) ATC kodu: B03BA04

B12 vitamini ilk defa 1948 yılında siyanokobalamin şeklinde karaciğerden kristalize halde izole edilmiştir. Özellikle kobamamid olmak üzere bazı enzim formlarının bulunmasından sonra terapötik özellikleri sıra dışı bir şekilde artmıştır.

Kobamamid hücre tarafından doğrudan kullanılmasından dolayı aktivitesi daha fazla olan B12 vitamininin koenzim şeklidir. B12 vitamininde siyanik grup olarak görev yapan, kobalt atomuna bağlı grup 5 deoksiadenosilin varlığı nedeniyle koenzim kimyasal olarak B12 vitamininden farklılık gösterir.

B12 vitamini eritropoiez stimülasyonu için temel bir faktör olup glusidik, protidik ve lipidik metabolizmalarda ve nükleoproteinlerin sentezinde rol oynamaktadır. Günlük fizyolojik ihtiyaç yetişkinlerde günde 2 ile 5 mikrogram arasıdır, bu ihtiyaç emzirenlerde düşük (1-2 mikrogram) olup büyüme çağında, hamilelikte ve hipermetabolik durumlarda artmaktadır, normal bir diyette günlük ihtiyaç genel olarak karşılanmaktadır. B12 vitamini bitkilerde bulunmamaktadır; bu nedenden dolayı et tüketmeyen kişilerde beslenmeden kaynaklanan eksiklik görülmektedir.

Beslenme yetersizlikleri, vejetaryen rejim, botriocephalus paraziti veya B12 vitaminin fazla alındığı diğer durumlarda (mikrobiyal popülasyon) ve emilim faktörünün olmaması halinde-Biermer hastalığı, gastrektomi-megaloblastik aneminin görüldüğü B12 vitamini eksikliği ortaya çıkar, bununla beraber serebral, medüller ve periferik sinirlerin dejenerasyonu görülür ve psikiyatrik (halüsinasyonlar, psikoz) veya nörolojik (karıncalanma, reflekslerin azalması vb) rahatsızlıklar ve özellikle sindirim kanalı olmak üzere epitel dokuda değişiklikler görülür.

İnsan organizmasının eksiklik durumunu 3 ile 6 ay boyunca kapatabilir özelliklere sahip olması nedeniyle B12 vitamini eksikliği genellikle yavaş olarak ilerler. Bu süreç 5 ana kısma bölünebilir: (1) B12 seviyeleri normal sınırlardadır. (2) B12 vitamini normal sınırların altındadır. (3) B12 vitamini eksikliği klinik belirti ve işaretlere (reversibl nöropsikiyatrik bulgular) neden olur. (4) B12 vitamini eksikliği eritropoiez ile klinik belirti ve işaretlere (potansiyel olarak reversibl dorsal kolon tutulumu) neden olur. (5) B12 vitamini eksikliği klinik belirti ve işaretlere (irreversibl lateral kolon tutulumu) neden olur. Bu nedenden dolayı B12 vitamini serum seviyeleri minimum limite (160 mikrogram/ml) yakın olan hastalarda nöropsikiyatrik bozukluklar görülür, bu hastaların B12 vitamin eksikliğinin başlangıç seviyesine dönmelerinde büyük zorluklar yaşanır bundan ötürü sağlam bir şekilde teşhis konulmalı ve profılaktik tedaviye başlanmalıdır.

B12 vitamininin koenzim şekli olan kobamamid özellikle beslenme eksikliği görülen ve distrofık hastalarda anabolizan aktivite katsayısını, kastaki protein içeriğini ve plazma proteinini artırır, iştahı açar, büyümeyi hızlandırır ve genel tropizmi artırır. Bunun yanı sıra kobamamid siyanokobalaminin hematopoetik özelliklerine sahiptir; bu nedenden dolayı B12 vitamini tedavisine cevap veren farklı türlerdeki anemilerde de endikedir.

Kobamamidin yüksek dozlarda kullanılması suretiyle gerçekleştirilen son araştırmalarda kobamamidin sinirsel ve romatizmal kaynaklı ağrıların tedavisinde kullanılabilecek antaljik, nörotropik etkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.

Kobamamidin etki mekanizması koenzim olması sayesinde proteinler, nükleik asitler, karbonhidratlar ve lipidlerin sentezini düzenleyen çeşitli anahtar reaksiyonları katalize etmesinden kaynaklanmaktadır. 5 deoksiadenosilin-Bi2 hidrojenin molekül arası transfer reaksiyonlarında yer alır, propiyonik asidin oksidasyonunun metabolik yaşamının son etabında devreye girerek L-metilmalonik asidi süksinik aside dönüştürür. B12 eksikliği metilmalonik asit birikmesine neden olur, bu maddenin idrar yoluyla vücuttan atılması pemisiyöz aneminin iyi bir biyokimyasal göstergesidir. Metilmalonik asidin birikmesi B12 eksikliğinden kaynaklanan nörolojik sendromların belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Kobamamidin hormonal kökenli anabolizanların neden olduğu yan etkileri bulunmamaktadır, atoksik olup teratojenik etkileri bulunmamaktadır, sinir sistemi ve sindirimsel açıdan tam olarak tolere edilmektedir; bu nedenden dolayı her yaş grubu tarafından kullanılabilecek, terapötik özelliği yüksek bir anabolizandır.

Kobamamid beslenme yetersizliğinin görüldüğü durumlar ve fazladan kullanılmasının gerektiği durumlarda oral yolla kullanılır. Herhangi bir nedenden dolayı emilim sorununun bulunduğu durumlarda -pemisiyöz anemi- parenteral yolla (kas içi veya deri altından derin bir şekilde) kullanılır. B12 vitamininin organik rezervleri geri gelene ve hematolojik durum düzelene ve aynı anda nörolojik belirtiler kaybolana kadar tedavi sürebileceği için bu durumda kullanım ve tedavi süresi belirsiz niteliktedir.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler

Emilim:

Kobamamid (koenzim B12) insan vücudu tarafından doğrudan emilir, emilim bağırsaklarda gerçekleşir, söz konusu madde karaciğerde depolanır.

Enjeksiyon durumunda, enjeksiyondan sonra plazmada en yüksek seviyeye 2 saat sonra ulaştığı tespit edilmiştir. Karaciğerde herhangi bir değişikliğe uğramadan doğrudan elimine olur.

Dağılım:

Kobalamin kan plazmasında alfal-globulin ve beta-globülin veya transkobalamin II olmak üzere iki tür taşıma proteinine bağlanır.

Biyotransformasvon:

Radyoaktif kobaltla işaretlenen kobamamid kullanılarak gerçekleştirilen araştırmada karaciğerde herhangi bir değişikliğe uğramadığı tespit edilmiştir.

Eliminasvon:

Kobamamid enterohepatik dolaşıma hızlı bir şekilde girer ve karaciğer ve böbrekten elimine olur.

Safra yoluyla vücuttan atılır, ileumda bir kısmı yeniden emilir.

Geri kalan kısım dışkı yoluyla vücuttan atılır.

Değişikliğe uğramadan vücutta dolaşan kobamamid üriner yolla eliminasyona uğrar. Eliminasyon temel olarak bu şekilde gerçekleşir.

Enjeksiyondan on saat sonra, kobamamidin tamamen elimine olduğu veya vücutta tutulduğu, kanda herhangi bir izinin tespit edilmediği görülmüştür.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Veri bulunmamaktadır.

Geriyatrik popülasyon:

Veri bulunmamaktadır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Güvenilirlik farmakolojisi, tekrar doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenite ve üreme toksisitesi üzerine yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen pre-klinik verilere göre insanlar için risk oluşturmadığı tespit edilmiştir.

Kas içi yoluyla fare yavruları üzerinde uygulanan günlük 3 g/kg doz sonucunda herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemiştir. Yaklaşık 150 g ağırlığa sahip fareler üzerinde oral yolla 5 gün boyunca uygulanan günlük 2 mg doz sonucunda (50 terapötik doz) herhangi bir rahatsızlık veya ölüm görülmemiştir.

Kas içi yoluyla fare üzerinde uygulanan günlük 20 mg/kg doz ve oral yolla uygulanan günlük 40 mikrogram/kg doz sonucunda (her ikisi de 60 gün boyunca uygulanmıştır) herhangi bir inflamatuvar rahatsızlığa veya klinik veya hematolojik başka bir olumsuzluğa rastlanmamıştır.

Fare üzerinde uygulanan 100, 1000 ve 10000 mikrogram/kg’lık dozlar ve tavşan üzerinde uygulanan 1000 mikrogram/kg’lık dozlar sonucunda B12 koenziminin teratojenik ve fetüs üzerinde toksik etkisi tespit edilmemiştir.